28 Aralık 2019 Cumartesi

ADET DÜZENSİZLİĞİ Şifası


Her kadının hayatının bir döneminde mutlaka yaşadığı adet düzensizliği neden olur ve nasıl tedavi edilir sorularının cevabı ancak normal adet sürecinin nasıl işlediği bilinirse doğru bir şekilde verilebilir. Bu nedenle adet düzeni ve düzensizliği hakkında doğru bilgilere sahip olmak tedavi için gerekli adımların atılmasında faydalı olacaktır. Gelin adet düzensizliği nedenlerine bakalım.

 Ortalama olarak 13 yaşında bedenen ergenlik dönemine giren, yani doğurganlık çağı başlayan her kadının vücudu her ay bir yeni bir gebeliğe hazırlanır. Bu hazırlığın aktörleri ise sadece cinsel organlar değil aynı zamanda beyindir. Kadınlar adet döngüsünü ne kadar iyi bilir, kendi vücutlarını ne kadar iyi tanırlarsa adet düzensizliği gibi problemlere karşı daha hazırlıklı olurlar ve tedavi adımlarına gecikmeden geçebilirler. Bunu anlamanın yolu da adet düzensizliği nedenlerini bilmekten geçer. 



ADET DÜZENSİZLİĞİ NEDENLERİ NELERDİR?

Adet döngüsü düzensizliklerinin birçok farklı nedeni olabilir. Bunlardan birkaçı şöyle: Hamilelik veya emzirme, yeme bozuklukları, aşırı kilo kaybı veya aşırı egzersiz, polikistik over sendromu, erken yumurtalık yetmezliği, pelvik inflamatuar hastalıklar ve rahim miyomları.

ADET DÜZENSİZLİĞİ NEDEN OLUR?

Normal bir adet periyodu beynin hipotalamus bölgesi ve hipofiz bezi ile yumurtalıklar ve rahmin mükemmel iş birliğiyle gerçekleşir. Bunlardan herhangi birinde meydana gelen bir aksaklık, adet periyodunda da aksamalara, düzensizliğe sebep olabilir. Adet düzensizlikleri süreyle ilgili olabileceği gibi kanama miktarıyla da ilgili olabilir. Gebelik, menopoz, rahim içi gebelik önleyici araçlar, hormonal değişimler, yumurtalık kistleri, rahim içini döşeyen tabakadaki aşırı büyüme (endometrial hiperplazi), rahimdeki ya da rahim ağzındaki polipler, miyomlar ve nadiren rahim kanseri gibi faktörler adet düzensizliklerine sebep olabilir.

ADET DÜZENSİZLİĞİ İÇİN NE YAPILMALI?

Doğurganlık dönemindeki kadınlarda adet gecikmesi, oldukça sık görülen bir problemdir. Düzenli olarak 21-35 günlük periyotlarda adet gören kadınlarda beklenmedik adet gecikmeleri duygusal stres, mekan değişimi ya da sadece mevsim etkisiyle bile meydana gelebilir. Normal periyotta yumurtlamanın olmaması ya da doğum kontrol hapları da adet gecikmesine sebep olabilir. Her yıl 1-2 kez adet gecikmesi yaşanması normal kabul edilebilir. Fakat gecikmeler uzun süre devam ederse, hormon seviyeleri değerlendirilmelidir.
Doğurganlık çağındaki her kadın ilk kez adet görmeye başladığı günden itibaren bir kadın-doğum doktoru ile iletişim halinde olmalıdır. Belli periyotlarda gerçekleştirilen düzenli jinekolojik muayenelerle önlenebilir pek çok hastalıktan korunmak, önlenemeyen hastalığı ise erken teşhisle etkin ve başarılı şekilde tedavi etmek mümkün olabilir.


 Aybaşı düzensizliği tedavisi,  Aybaşı düzensizliğne şifalı bitkiler yiyecekler

rafadan yumurtanın yararı
üzüm pekmezinin faydası
Yabanmersininin yararları
Unutmabeni Çiçeğinin yararı
Peygamberçiçeğinin yararları
Meryempelsenginin şifası
Meyankökünün yararları
Kırkdamarotunun şifaları
Dulavrat otunun şifası
Beşparmakotunun şifaları
ayrıkotunun yararları

 öz olarak

kıymalı böreğin şifaları
sarı gazozun şifaları
kabak köftesinin şifaları
uykuluğun faydaları
istavridin yararları
yağlı peynirin şifası
yayla çorbasının şifası
Yabani gülün yararları
Sütotunun faydası
Melekotunun faydaları
Miskotunun yararı
Kudretnarının yararı
Greyfurtun şifaları
Dolama otunun şifaları
Basurotunun şifası




en özde
 Limonatanın şifası
çikolatanın şifaları
DEREOTU yararları
Tatulanın faydaları
Şeftalinin şifaları
Sarı Ballıbabanın faydası
Servinin şifaları
Portakalın yararı
Menekşenin şifaları
Kirazın yararları
Hanımelinin şifaları
Güzelavratotu
Fasulyenin faydası
Biberiyenin faydaları
adamotunun şifası
aspirin yararları

en öz olarak şifa
 hoşafın faydaları
türk kahvesi
AYVA yararları
GELİNCİK faydaları
ISPANAK şifaları
PİRİNÇ şifaları
zambağın şifaları
Sumağın şifası
Mazının faydası
İncirin yararı
Hünnabın şifası
Defnenin faydaları
Baldıranın şifası
Behmenin şifaları
acı ağacın yararları
ayvanın faydası

kebabın şifası
DUT faydası
Kasıkotu

ADET Düzensizliği tedavisi

Yüksükotunun yararı
Meryemotunun yararları
İtüzümünün yararları
Frenkmaydanozunun faydası
Frenküzümünün şifaları
Eğreltiotunun yararları
ardıç tohumunun yararları

 öz olarak
patetes haşlamanın şifası
otlu peynirin şifası
Yabani enginarın yararları
Yabanmersininin faydaları
Yerelmasının yararları
Peygamberçiçeğinin faydaları
Oltuotunun yararı
Meyankökünün faydaları
Kayakoruğunun şifası
Keçi sedefotunun yararı
Kuşekmeğinin yararları
Hiyarşembenin yararları
ayrıkotunun faydaları


özdeki şifa
yoğurtun şifası
kokorecin yararları
istavridin faydaları
ayva reçelinin şifası
KUŞBURNU şifaları
Yabani gülün faydaları
Yosunun şifaları
Tütünün yararı
Mersinin yararları
Kafurunun şifaları
Karpuzun şifaları
Ekşi Yoncanın şifası
Denizsaçının şifaları
Centiyanenin yararı
Böğürtlenin faydası


en özde

sütlacın şifası
patates salatası
neskafenin şifası
helvanın şifaları
pekmezin faydası
DEREOTU faydaları
Yoncanın yararı
Yulafın şifaları
Salebin yararları
Sarıodun faydası
Patlıcanın faydası
Marulun faydası
Muzun yararı
Kahvenin şifaları
Kirazın faydaları
Isırganın şifası
Hindibanın şifaları
Ginsengin şifası
Gül Ağacının şifası
Bergamodun şifası
aspirin faydaları
AYVA faydaları
ELMA SİRKESİ
Denizkadayıfı
Biberin faydası
acı ağacın faydaları




Devamını Oku »

14 Aralık 2019 Cumartesi

Mantarın faydaları çok , saymakla bitmez



Sıkça tüketilen bu besindeki vitaminler yaşlanmayı geciktiriyor, beyin ve sinir sistemini koruyor.


Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, mantarın içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde yaşlanmayı geciktirdiğini, beyin ve sinir sistemini alzheimer gibi hastalıklardan koruduğunu söyledi.

Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zehirli mantarların öldürücü olabildiğine dikkati çekerken, zehirli olmayanların çok değerli, vücut için çok faydalı bir besin maddesi olduğunu söyledi.

Mantarın, bitkisel besinler içinde en besleyicilerden biri olduğunu ifade eden Yorulmaz, ete yakın oranda ve çok değerli bir protein kaynağı olmasının yanı sıra, vücut için gerekli aminoasitlerin tümünü bulundurduğunu belirtti.

Bu yönüyle mantarın büyüme, gelişme, hastalıklardan korunma açısından önemli yararlar sağladığını anlatan Yorulmaz, yağ içeriği bakımından fakir olması nedeniyle kalorisinin düşük olduğunu ve şişmanlatmadığını, bu özelliği ile kilo vermek isteyenlerin diyetinde yer alması uygun bir besin maddesi niteliği taşıdığını kaydetti.

Vitaminler açısından da çok zengin olan mantarın B grubu vitaminleri, A vitamini, K ve özellikle zengin bir D vitamini kaynağı olduğunu belirten Yorulmaz, ''Özellikle en başta büyüme gelişme çağındaki çocuklar ve kemik erimesi açısından daha büyük risk altında olan kadınlar olmak üzere her insanda kemik ve dişlerin sağlığını sürdürme açısından, bu zengin D vitamini kaynağı çok daha büyük önem taşımaktadır'' diye konuştu.

Mantarın mineraller açısından da çok iyi bir besin olduğunu anlatan Yorulmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Mantar kalsiyum, potasyum, fosfor, demir, çinko ve bakır içerir. Tüm bu özellikleri ile kansızlığı, kalp damar hastalıklarını, tansiyon yüksekliğini, inme, astım, romatizmal hastalıklara yakalanma tehlikesini, migreni, diş çürüklerini ve kemik erimesini önler ve vücudun bağışıklığını güçlendirir. Mantar, hem vitamin hem de mineral içeriğiyle yaşlanmayı geciktirir, beyin ve sinir sistemini alzheimer gibi kronik hastalıklardan korur. Sodyum miktarının düşük olması nedeniyle tansiyon yüksekliği ve kalp damar hastalığı bulunanların da yiyebileceği, iyi bir besindir.''

Yorulmaz, mantarın içindeki çinko içeriğinin cildi güçlendirdiğini, yaraların iyileşmesini hızlandırdığını ve vücudun hastalıklara direncini artırdığını kaydetti.


Mantar, besin mi zehir mi

Yorulmaz, mantar satın alırken görünümü taze olan beyaz ya da açık krem renkli, sıkı dokulu, temiz ve tombul, parlak renkli ve canlı olanların tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

Mantar eğer güvenilir değil ise öldürücü zehirlenmelere yol açabildiğini ifade eden Yorulmaz, ''Türkiye'de de yenilebilir ve zehirli toplam 2 bin 500 mantar çeşidi bulunduğu bilinmektedir. Yenilebilen mantarların yetiştiği bölgelerde de onlardan ayırt edilmesi son derece zor olabilen yüzde 2,

3 oranında zehirli mantarlar yetişmektedir. Zehirli ve zehirsiz mantarlar, görünüşleri ve tatları ile birbirinden farksızdır. Zehirli mantarlar taze, kurutulmuş, turşu, konserve olarak çiğ veya pişirilerek yenilmiş olsa bile asla güvenli değildir, zehirlenme hatta ölüme yol açabilmektedir'' dedi.


Dünyada ve Türkiye'de zehirlenmelere sıklıkla neden olan amanita türü mantarların ölümlerin yüzde 90-95'inden sorumlu olduğunu belirten Yorulmaz, en ölümcül olan amanita phalloides türündeki mantar insan vücuduna girdiğinde karaciğer, böbrek gibi hayati organların tüm hücrelerinde tahribat yaptığını, vücuda 50 gram miktarında girmesinin bile ölüme yol açtığını kaydetti.

Türkiye'de yapılan çalışmalarda, mantar zehirlenmesinin çocuklarda yüzde 2,8, erişkinlerde ise yüzde 2,5 olarak belirlendiğini anlatan Yorulmaz, zehirlenen kişide sersemlik, uykuya eğilim, tansiyon düşüklüğü, gözlerde yaşarma, bulanık görme, göz bebeklerinde küçülme, yüz ve boyunda kızarma, bol tükürük salgılanması, bulantı, kusma, terleme, kas krampları, ishal, ateş, karın ağrısı, koma gibi belirtiler görüldüğünü söyledi.

Yorulmaz, mantar zehirlenmesi durumunda, mümkünse hastanın kusturulması ve hiç zaman kaybedilmeden mümkün olan en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna, yediği mantarın örneği ile götürülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Devamını Oku »
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal...