29 Şubat 2020 Cumartesi

Dil İltihabı ve Tedavisi

Dil İltihabı Nedir ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tıp dilinde Glossit adı verilen dilin üzerinde farklı nedenlerden dolayı çıkan dil zarlarının genellikle tüm ağız yüzeyinin iltihaplanması sonucu görülen bir hastalıktır.
Dil iltihaplanmasının belirtileri nelerdir?
Dil iltihabının belirtileri, dilde kızarıklık, dilde pullanma, yanmalar, dilin hareketinde zorluk çekmesi, dil kenarlarında ülserleşme, dil üzerinde kabarcıkların oluşması şeklinde belirtiler gösterir.

Dil iltihabının nedenleri nelerdir?
Aslında dil iltihaplanmasının bir çok sebebi vardır ve en belirgin sebepleri ise sigara ve alkol kullanımı, çok baharatlı yiyeceklerin tüketimi, fazla sıcak veya fazla soğuk yiyeceklerin tüketimi, keskin diş uçları, tam oturmamış protez dişler, vitamin eksikliği ve bazı hastalıklardan kaynaklı sebeplerden dolayı dil iltihaplanması oluşabilir.
Dil iltihaplanmasının tedavisi nasıl olur ?
Öncelikle hastalığın sebebini öğrenmek ve tedavisi için sağlık kuruluşlarından ve hekimlerden yardım almak gerekir. Özellikle ağız ve diş sağlığına çok dikkat edilmeli dişleri düzenli olarak fırçalamak ve ağızda meydana gelen bakterilerden korunmak için ise ağız gargarası yapmak gerekmektedir. Mutlaka sigara ve alkolü bırakmak ve Çürük dişleri tedavi ettirmek gerekmektedir.
Bitkisel yollarla nasıl dil iltihabı tedavisi sağlanır ?
Adaçayı, meyan kökü, Ahududu çayları içilebilir veya bu çaylar ile ağız gargarası yapılabilir.
Söğüt yaprağı, lavanta biberiye papatya, kekik , mentollü nane, mercan köşk, mersin yaprağı kaynatılıp gargara yapmakta faydalıdır. Başka bitkisel tedavi yöntemi ise, Hint hurmasını yirmi dakika süre ile kaynatın. daha sonra sızarak süzün, elde edilen posaya merhem kıvamına gelinceye kadar pirinç unu ile karıştırın ve oluşan karşıma bal ilave ederek karıştırın ve hazırlamış olduğunuz merhemi gün aşırı iltihaplanmış bölgeye uygulayın.
Bir bardak suya birer çay kaşığı nane, kekik ada çayı, karanfil kaynatıp ılık olarak gargara yapın.


Dil İltihabı Tedavisi 

eriştenin faydaları

istavridin faydası

ANASON Suyu içmek

ISIRGAN OTU yemek

KUŞBURNU şifası

PIRASA Suyu içmek

SARMISAK yararları

zeytinin yararı

Yabani gülün faydası

Yosunun şifası

Yulaf Suyu içmek

Şahterenin şifaları

Ratanyanın faydaları

Okaliptusu içmek

Nişastanın yararı

Mantarın yararları

Kafurunun şifası

Karpuzun şifası

Katrancının şifaları

Kusonun faydaları

İnciçiçeğinin şifaları

Ekşi Elmanın faydaları

Damkoruğunu içmek

Denizsaçının şifası

Devetabanının yararı

Bezelyenin faydaları

Börülcenin faydaları

anason Suyu içmek

aspir Suyu içmek

 öz olarak

köfteyi yemek
makarnayı yemek
helvanın şifası
çikolatayı içmek
Leblebinin şifası
DEREOTU faydası
ÖKSEOTU içmek
TURP faydaları
Yabani gül yemek
Yosun yemek
Yulafın şifası
Safranın yararı
Patatesi yemek
Menekşeyi içmek
Meşenin yararı
Lahananın faydaları
Kahvenin şifası
Karpuz yemek
Kavakağacını yemek
Keçiboynuzu
Kirazın faydası
Hindibanın şifası
Farekulağı yemek
Devedikeni yemek
Devetabanını içmek
Balıkotu yemek
Burçağın faydaları
ahladın yararları
aspirin faydası

 

Devamını Oku »

28 Şubat 2020 Cuma

Deri Kanseri Tedavisi , Şifalı Bitkiler


Genel

Dünyadaki en yaygın kanser tiplerinden bir tanesi deri kanseridir. ABD'de yapılan istatistiklere göre her sene yarım milyon yeni deri kanseri vakası ortaya çıkmaktadır. Deri kanseri her ne kadar vücudun her bölgesinde olabilse de yaklaşık % 80'ı yüz, kafa ve boyunda görülür.


Deri kanserinden korunmak için yapılması gereken güneşten korunmaktır. Güneşe aşırı maruz kalma (bronzlaşma dahil olmak üzere özellikle su toplaması ile seyreden ikinci derece güneş yanıkğı) deri kanserinin temel sebebidir. Daha az önemli faktörler tekrarlayan tıbbi ve endüstriyel X ışınlarına maruz kalma, yanık veya yara izi bırakarak iyileşen cilt hastalıkları, kömür katranı veya arsenik içeren maddelere mesleki olarak maruz kalma ve ailede cilt kanseri bulunmasıdır. Açık tene sahip olup güneş yanığı ihtimali fazla olan kişiler, daha yüksek riske sahiptir. Güneş ışınları deri kanserine sebep olan en önemli neden olduğundan en önemli koruyucu önlem güneşten kaçınmaktır.
Güneşin dünyaya en dik ulaştığı saatler olan saat 10.00 ile 16.00 saatleri arasında güneşten korunun. Güneşin yeryüzüne dik ulaştığı saatlerde gölgeniz kendi boyunuzdan daha kısadır.
Açık renkli sıkı dokumalı koruyucu giysi ve geniş şapka kullanın.
Koruma faktörü en az 15 olan güneşten koruyucu kremler kullanın.

20 dakika güneşte kaldığında güneş yanığı geçiren bir kişi, 15 faktörlü bir güneşten koruyucu kullandığında 15 kat daha fazla süre (300 dakika) yanmadan güneşte kalabilir. Bununla beraber güneşten koruyucu kremler kullanarak da güneşte fazla kalınmamalıdır. Çünkü UVA gibi güneş ışınları ki bunlar derideki bağışıklık sistemi ve deri yaşlanmasında sorumludur, güneş koruyucular olsa da deriye ulaşabilir.

Güneşten koruyucu kullanımına çocukluk döneminde başlayın, çünkü yaşam boyu güneşe maruz kalmanın % 80'i 18 yaş altında olmaktadır. 6 ayın altındaki bebekler uzun süre güneşe maruz kalmamalı, eğer kalacaksa güneşten koruyucular kullanılmalıdır.

Kimler deri kanseri olur ve neden ?

Deri kanserinin en büyük sebebi güneşten gelen ultraviole radyasyondur, fakat bu radyasyon aynı zamanda suni olarak solaryumlardan da gelebilir. Araştırmacılara göre mükemmel bir ten sahibi olmaya çalışmak, açık alanlardaki aktivitelerde artma ve belki de dünyanın koruyucu ozon tabakasındaki incelme son zamanlarda gördüğümüz deri kanserlerinin artışındaki sebeplerden bazıları. Herkes deri kanseri olabilir. Deri tipiniz ne olursa olsun, hangi ırktan gelirseniz gelin, hangi yaşta olursanız olun ya da nerde yaşarsanız yaşayın deri kanseri olabilirsiniz. Ancak aşağıda sıralanmış özellikleri taşıyan insanlarda deri kanseri olma riski daha fazladır;

- Açık renkli ve çilli deriler,
- Açık renkli saç ve gözler,
- Çok fazla miktarda beni bulunan insanlar,
- Ailelerinde deri kanseri olan veya
su toplamayla seyir eden güneş yanıkları olan insanlar,
- Açık alanda çok fazla vakit geçiren insanlar,
- Ekvatora yakın yerde, yada çok yüksek yerlerde yaşayan insanlar,
- Daha evvel akne tedavisi amacıyla radyasyon alan insanlar.

Deri kanseri Tipleri:

Üç tip deri kanseri bulunmaktadır.

Bazal hücreli karsinoma-Bu kanser tipi genellikle deride küçük etli kabarıklık şeklinde sıklıkla yüz, boyun ve el sırtlarında ortaya çıkar. Ara sıra gövdede kırmızı yama tarzı alanlar şeklinde görülebilir. Daha sıklıkla açık tenli kişilerde görülür. Bu kansere yakalanan kişiler açık tenli ve renkli gözlüdür ve güneş yanığına eğilimlidir. Bu tümörler hızlı yayılmazlar. 1-2 cm boyutuna ulaşmaları için aylar yıllar gerekir. Tedavi edilmezse; kanserli alan kanamaya başlar, üzeri kabuklanır. Zaman zaman iyileşip, zaman zaman tekrarlama özelliği gösterir. Bu kanser tipi nadiren metastaz (diğer organlara sıçrama) yapmasına rağmen, derinin altındaki kemiğe yayılabilir ve kanserli dokunun yakınındaki dokuları harap edebilir.

Squamöz Hücreli karsinoma - Bu deri kanseri deri de kabarıklıklar veya kırmızı kabuklu yaralar şeklinde ortaya çıkabilir. Squamöz hücreli Karsinoma açık tenli kişilerde en sık görülen ikinci kanser türüdür.Tipik olarak kulak, yüz, dudak ve ağızda görülür. Nadiren esmer kişilerde de görülebilir. Büyük kitleler oluşturabilir. Bazal hücreli karsinomanın tersine diğer organlara yayılabilir. Erken yakalandığında tedavi oranı yüksektir. Bazal hücreli karsinoma ve Squamöz hücreli karsinomada tedavi başarısı % 95 dir.

Melanom - Bütün deri kanserleri içinde en öldürücü olanıdır. Bazal hücreli ve squamöz hücreli karsinoma da olduğu gibi melanomda da erken tanı tedavi şansını arttırır.

Melanom melanin denen pigmenti (deriye rengini veren madde) üreten melanosit dediğimiz hücrelerde başlar. Melanin derimizin rengini verir ve güneşten kısmi olarak korur. Melanom hücreleri melanin üretmeye devam eder ve bu nedenle kanser alanı kahverengi veya siyahtır. Fakat melanom beyaz ve kırmızı da olabilir.

Melanom yayılma özelliği gösterdiğinden muhakkak tedavi edilmelidir. Melanom dikkat çekmeden hızla büyüyebilir. Genellikle bir ben olarak veya kahve renkli bir benin üzerinde veya yakınında ortaya çıkar. Kişiler ciltlerindeki benlerin yerleşimi ve şeklinden haberdar olmalı ki, bunlar üzerinde olan değişiklikleri ve yeni ben çıkışını fark edebilesinler. Yapabileceğiniz en önemli adım benlerinizde herhangi bir değişiklik saptadığınızda hemen bir Dermatoloji uzmanına muayene olmanızdır. Bu sayede derinizdeki melanom tedavi edilebilir aşamada iken yakalanmış olur. Aşırı güneşe maruz kalmaktan, özellikle güneş yanıklarından kaçınma açık tenli kişilerde melanomdan korunmanın en iyi yoludur. Melanomun kalıtsal özelliği de vardır. Ailesinde melanom olan kişilerin riski daha fazladır. Sıra dışı beni olanlar, çok sayıda beni olanlar melanom açısından yüksek riske sahiptir.

Koyu renkli tene sahip olmak melanoma olma riskini ortadan kaldırmaz. Esmer kişilerde de özellikle avuç içi, ayak tabanı, tırnak yatağı ve ağızda melanoma gelişebilir.

Melanom şüphesi oluşturabilecek bulgular: Kabuklanma, kanama, sızıntı, üzerinde kabarma, etrafındaki deriye doğru çıkıntı gösterme, kaşıntı, hassasiyet ve ağrı hissedilmesidir.


Deri Kanserinin Tanınması

Bazal veya skuamöz hücreli deri kanserleri görünüş itibariyle değişik şekiller alabilirler. Kanser, ufak, beyaz ya da pembe çıkıntılar şeklinde başlayabilir, ya da düzgün satıhlı, parlak bir görüntü alabilirler, yada kırmızı bir nokta şeklinde ele gelen kuru bir lezyon şeklinde ortaya çıkabilirler. Ya da bazen kanayan ve iyileşmeyen bir yara şeklinde de gelişebilirler. Malin melanom ise daha önceden bulunan bir benin şeklinde, büyüklüğünde veya renginde bir değişim ile kendini gösterebilir. Vücudunuzda renk değiştiren, kanamaya başlayan ya da kaşınmaya başlayan, aniden büyümeye başlayan renkli lezyonlar malin melanom olabilir ve böyle bir durumda hemen bir plastik cerrah görmekte yarar vardır. Eğer size yukarıda anlattığımız bütün bu tarifler biraz karışık gibi geliyorsu, hatırlanması gereken en önemli şey kendi derinizi tanımak ve de onu düzenli aralıklarla muayene etmekdir. Eğer olağan dışı bir değişiklik farkedecek olursanız hemen bir doktoru görmekte yarar vardır.

Tanı ve Tedavi

Deri kanseri tanısı büyüyen bu lezyonun alınıp mikroskop altında incelenmesi ile konur. Tedavisi ise bir kaç değişik metodla olabilir, bu metodlar büyüme tipine, ne kadar ilerlemiş olduğuna ve de vücudun hangi bölgesinde bulunduğuna bağlıdır. Birçok deri kanseri cerrahi olarak alınır. Kanser ufak ve de bu işlem çabucak yapılabilecekse hemen bir doktor ofisinde lokal anestezi altında yapılabilir. Bundan sonra kalan yara izi son derece ufak ve hemen hemen görülemeyecek bir yara izidir. Küretaj yada kurutma yöntemleri kullanılabilir. Bu iki şekilde kanser sıyrılıp aynı zamanda elektrikle hücreleri yakan bir aletle de geri kalan kanser hücreleri öldürülür. Fakat bu yöntem birazcık daha büyükçe bir yara izi bırakır. Her iki tip tedavide de tedavi riskleri son derece düşüktür. Eğer kanser büyükse, yada lenf bezlerine, yada vücudun başka yerlerine yayılmışsa büyük bir ameliyat gerektirebilir. Deri kanserinin diğer tedavi yöntemleri, dondurarak yok etme yöntemi olan kriyo terapi yada radrasyon tedavisi yada lokal olarak uygulanan kemoterapi yada mohs cerrahisi ( Özel bir şekilde kanserin kat kat traşlanması) yöntemleridir.

Tekrarın Önlenmesi

Daha evvelden deri kanseri olmuş bir insanın tekrar deri kanseri olma olasılığı yüksektir. Bu yüzden deri kanseri olmamak için alınması gereken çeşitli önlemler bu şahıslar için çok daha önemlidir. Bu önlemleri sıralayacak olursak,

1- Uzun sure güneş altında kalmayınız. Özellikle sabah 10:00 ile öğleden sonra 14:00 arası, güneşin en keskin, en kuvvetli olduğu zamanlardır.

2- Eğer uzun zaman dışarda kalacaksanız koruyucu giysiler, uzun kollu t-shırtler, şapka gibi giymenizde yarar var.

3- Güneşe çıktığınızda güneşten koruyucu krem sürünüz.

4- Derinizi sık sık muayene ediniz.


Deri Kanseri Tedavisi :
 kaşar peyniri yemek
kurabiyenin şifaları
Yabani enginarın faydası
Yenibaharın yararları
Yerelmasının faydası
Semizotunu içmek
Okaliptusu yemek
Nohut Suyu içmek
Mersin Suyu içmek
Mercimek Suyu içmek
Kantaronun şifaları
Kavunun yararları
Kazayağı Suyu içmek
Kediotunun yararı
Kuşburnunu içmek
Kuşekmeğinin faydası
Havacıvanın yararları
Helvacıkabağının faydaları
Hiyarşembenin faydası
Hindyağıağacının yararı
Farekulağının şifaları
Ekmek ağacının yararları
Damkoruğunu yemek
Devedikeninin faydaları
ahududunun şifaları


öz olarak

nar ekşisi yemek
kokorecin faydası
hamsinin şifaları
çikolatayı yemek
KEREVİZ yararı
LİMON yararları
MARUL yararları
MAYDANOZ yararı
ÖKSEOTU yemek
SARMISAK faydaları
TARÇIN yararları
zerdeçalın yararı
zeytini yemek
Şakayığın yararı
Süsenin şifası
Pirinçin yararı
Nergisin yararı
Mantarın faydaları
Menekşeyi yemek
Mersinin faydası
Misvağın yararı
Kakaonun şifaları
Kaşunun şifası
Kediotunu içmek
Kurtbağrı yemek
İğdenin yararları
Hindyağıağacını içmek
Devetabanını yemek
Baklanın yararları
Besbasenin şifaları
özzde

dalağın şifaları
komposto
helvayı içmek
HAVUÇ yararı
SOĞAN yararı
zerdeçalı içmek
Şakayığı içmek
Safranı yemek
Salebin faydası
Narın yararı
Nergisi içmek
Mantar yemek
Misvağı içmek
Kahveyi içmek
Kanaryaotu
Karabiber yemek
Hindibayı içmek
Bademin şifaları
ahladın faydaları
 en özde

cacık yemek
palamut
Yasemin
Sakızağacı
Narı içmek
Kabak yemek
İğde yemek
Horasani
Cevizağacı
Devamını Oku »

Deri iltihabı için doğal tedavi yöntemleri

Bu yazımızda deri iltihabı (Dermatit) ve deri altı iltihaplanması için bitkisel tedavi yöntemleri hakkında bilgiler sunacağız.

Dermatit nedir ? tıp literatüründe deri iltihabı olarak isimlendirilir. Deri iltihapları diğer adıyla dermatit, atopik dermatit, seboreik dermatit gibi farklı çeşitlerde görülür.
İltihap nedir ? Kısaca tanımı yaparsak, canlı dokunun her nevi canlı, cansız yabancı etkene karşı veya içteki ya da dıştaki doku hasarına verdiği (hücresel) sellüler, (sıvısal) humoral ve (damarsal) vasküler bir seri vital yanıt diyebiliriz.
Dermatit belirtileri: iltihap oluşumu, şişme, kaşıntı, yanma hissi ve kızarıklık ile ortaya çıkar. Önemli deri iltihabı aynı zamanda kabarcıklar üretebilir veya deri üzerinde kabuklanmaya yol açabilir ve döküntü oluşabilir.

Dermatit neden olur? Bulaşıcı mıdır? Dermatit ile oluşan kaşıntıyı sıcak, terleme, tahriş edici maddeler ve alerjenlerin arttırdığı saptanmıştır. Irsi olabilmekle beraber bulaşıcı değildir.
Deri altı iltihabı nasıl tedavi edilir ? Deri iltihabı tedavi yöntemleri nelerdir?
Deri altı iltihabın oluşması için ortak nedenlerden bazıları; alerjik reaksiyonlar, bazı çevre koşulları, tahriş edici maddelerin etkisi, zararlı toksinlerin vücutta birikmesi, beslenme yetersizliği ve genetik olmasıdır. İnce veya kuru cildi olan kişiler deri iltihabı yaşama riskine daha yatkındır. Bu kişilere kremli sabunlar kullanması önerilir.
Deri iltihabı semptomlarından kurtulmanızda fayda sağlayabilecek pek çok ev yapımı yöntem bulunur. Bu doğal ilaçları hazırlamak için, mutfağınızda bulunan birkaç ortak malzeme yeterlidir. Dilerseniz, deri altı iltihabı bitkisel tedavi yöntemleri için önerileri kısaca alt satırlarda paylaşalım.
Deri iltihabı için ev ilacı yapmak mümkün demiştik. Bu konuda bilinen en iyi 10 ev ilacını alt satırlarımızdan okuyabilirsiniz.
Hindistan cevizi yağı
Hindistan cevizi yağının tahmininizin ötesinde antimikrobiyal ve nemlendirme özelliği vardır. Deri iltihabı sorunu ile başa çıkmanızda büyük ölçüde etki sağlayabilir. Birkaç gün gibi kısa bir zaman diliminde kızarıklık, derideki pul oluşumu ve kuruluğu belirgin oranda azaltabilir.
Deriyi yumuşatmak için iltihaplanan bölge üzerine hafifçe sıcak hindistan cevizi yağı uygulayabilirsiniz. En iyi sonucu almak için, yatmadan önce hindistancevizi yağı kullanmanızı önerebiliriz.
Yulaf ezmesi
Yulaf ezmesi banyosu yapmanız cilt tahrişi, kaşıntı ve kızarıklık tedavisi için size yardımcı olabilir. Bu banyo aynı zamanda kuru cildinizin nemli kalması için de etkili olur.
Bir fincan kadar ince toz halinde ki yulaf ezmesini banyo yapacağınız ılık suyu ile karıştırın. 15-20 dakikayı geçmeyecek şekilde bu banyo suyunda bekleyin. Bir ay boyunca bu yöntemi uyguladığınızda belirgin bir fayda görebilirsiniz.
Elma Sirkesi
Deri iltihabı tedavisi için kullanmanızı önereceğimiz diğer etkili bir bileşen ise elma sirkesidir. Enflamasyon ve kaşıntı hafifletme etkisi vardır.
Uygulama için önce elma sirkesi ve suyu eşit miktarda karıştırın. Etkilenmiş olan cilde pamuklu bir top kullanıp uygulayabilirsiniz. Yaklaşık 30 dakika beklettikten sonra bölgeyi nemli ve pamuklu bez ile temizleyin. En etkili sonucu almak için bu yöntemi birkaç hafta boyunca tekrarlamanız gerekir.
Elma sirkesi ile deri altı iltihabı tedavisi için farklı bir seçenek ise günde 2 veya 3 defa tekrarlayarak bir bardak su ile 2 çay kaşığı elma sirkesini karıştırıp içmenizdir. Bu da etki eden bir yöntemdir.
Aloe Vera
Aloe vera, deri iltihabı gibi inflamatuar cilt koşulları tedavisi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Aloe vera cildinizin pH dengesinin eski haline getirilmesinde yardımcı etken görevi görür. Ayrıca kaşıntı hissini azaltır ve cilt tahrişini hafifletmede fayda sağlar. Bu etkilerinin yanı sıra nemlendirici ve antimikrobiyal özellikler de taşımaktadır.
Deri iltihabı tedavi yöntemleri için eğer aloe vera kullanacaksanız birkaç ay süresince günde birkaç sefer taze aloe vera jeli uygulamanız önerilir. Ayrıca sağlıklı ve parlak cilt elde etmek için birkaç damla aloe vera suyu da içmeniz fayda sağlar.
E Vitamini
Deri iltihabı için en etkili ve kullanımı en kolay ev ilaçlarından bir tanesi de E vitamini yağıdır. E vitamini yağı iyileşmeyi arttırıp, kaşıntı ve iltihaplanmayı azaltma etkisi gösterir.
Bu yağı özellikle yatmadan önce cildinize uygulayabilirsiniz. E vitamini içeren losyonlar ve kremler de kullanabilirsiniz.
Yer fıstığı yağı, ayçiçeği tohumları, mısır, buğday tohumu yağı ve benzeri E vitamini yönünden zengin besinleri düzenli olarak tüketmeniz egzamanın önlenmesinde yardımcı görev üstlenebilir.
Bal
Ballar ntiseptik ve antibakteriyel özellikler içerir. Cildin enflamatuvar durumunu azaltma konusunda yardımcıdır. Doğal besin olması dışında bu amaçla da çok yaygın kullanılır.
Çiğ bal ile balmumu ve zeytin yağını eşit oranda karıştıralım. Bu karışımdan bir merhem yapmak üzere bunu bir kap içinde ısıtalım. Soğuduğunda cildin üzerine uygulayabiliriz. Birkaç saat süresince kalması iyidir. Bu doğal merhemin cildinizde olumlu etki göstermesi için birkaç hafta süresince günlük yapmak gerekir. Radyasyona bağlı deri iltihabı tedavisi için günde iki kez manuka balı uygulamasının yararlı etki gösterdiği tespit edilmiştir.
Papatya
Papatya çiçeği terapi özellikleri ile etkilenen deri için yatıştırıcı bir etki gösterebilmektedir.
İki veya üç çay kaşığı papatya çiçeğini 10-15 dakika süresince bir bardak su içinde kaynatalım. Çözümü soğuduktan sonra bir parça temiz bez daldırıp etki yapması istenen bölge üzerine bu bezi yerleştirelim ve 20 dakika süre ile bekletelim. Sonuçlardan memnun kalıncaya kadar bunu birkaç kez yapabilirsiniz.
Alternatif bir yöntem de ise günde birkaç sefer bir papatya kremi kullanabilirsiniz. Veya banyo suyunuz içine 5-10 damla papatya esansiyel yağı karıştırarak, rahatlayana kadar içinde yaklaşık 20 dakika boyunca bekleyebilirsiniz. Bunu günlük yapabilirsiniz.
Bir de uyarı yapalım. Cildiniz için papatya kullanmadan önce mutlaka yama testi uygulayın. Böylece alerjik cilt reaksiyonuna maruz kalma riskini ortadan kaldırırsınız.
Neem
Hindistan Leylak’ı veya neem yaprakları deri iltihabbı tedavi için kullanılabilir. problemli cildin sağlığına kavuşmasına ve çeşitli enfeksiyonlara karşı korumada yardımcı etkisi vardır.
Zerdeçal
Deri iltihabı doğal tedavi seçeneklerinden biride zerdeçaldir. İçerdiği bir çok etkili bileşeni ile anti-inflamatuar ve antiseptik özellikler taşır ve faydalıdır.
Zerdeçal ile deri iltihabı tedavisi için önce bir litre su ısıtalım. Üstüne yarım çay kaşığı zerdeçal tozu ekleyelim ve bu bileşimi kaynatalım. Soğuduktan sonra içelim. Ayrıca bu bileşeni deri iltahaplanması olan bölgeyi yıkamak için de kullanabiliriz. Birkaç ay süresince günlük olarak kullanıldığında fayda sağlar.
Kaygan Karaağaç
Kaygan karaağaç, Cilt nemlenmesine yardımcı etkisi vardır. İçeriğindeki yüksek miktardaki müsilaj nedeniyle İyileşmeyi hızlandırır. Deri iltihabı için oldukça faydalı bitkisel bir çaredir.
Kaygan karaağaç macunu yapmak için birkaç kaygan karaağaç yaprağını yıkayıp ezelim. Daha sonra cilt altı iltihabı olan bölgeye uygulayalım. Macun kuruyana kadar bekletip sonrasında yıkayalım. Tedavinin sonuçlarını görene dek bunu günde 3 sefer yapabiliriz.
 Genel olarak bakıldığında deri iltihabı aslında ciddi bir tıbbı durum değildir. Deri altı iltihabı için basit doğal tedavileri kullanarak dahi bu problemden kurtulmak mümkündür. Gene de konu sağlık olunca ihmal edilmemesi gerekir ve durumunuz için bir dermatoloğa danışmanızı öneririz.


 Deri iltihabı tedavisi
Limonatanın şifaları
patetes haşlama yemek
yaş pastanın faydası
pekmezin yararları
FESLEĞEN Suyu içmek
ZEYTİNYAĞI faydası
Üvez Suyu içmek
Şeftali Suyu içmek
Sarı Ballıbabanın faydaları
Sarıodun yararları
Servi Suyu içmek
Patlıcanın yararları
Marulun yararları
Maydanozun yararı
Menekşe Suyu içmek
Miskçiçeğinin yararı
Karanfil Suyu içmek
Kasımpatının faydası
Hanımeli Suyu içmek
Fasulyenin faydaları
Dereotunun şifası
Devekulağının şifası
Dişbudak ağacının yararı
Bitotunun şifası
adamotunun şifaları




öz olarak
köftenin şifası
makarnanın şifası
salatanın yararı
fındık içini yemek
GÜL YAPRAĞI içmek
Vanilyayı içmek
Üvezin faydası
Unutmabeni Çiçeği
Saparnayı yemek
Sumağın şifaları
Nevruzotu
Nohudun faydası
Maydanozu içmek
Mazının faydaları
Melisanın faydası
Mısırın yararı
Miskçiçeğini içmek
Karabiberin yararı
Karanfilin faydası
Karnabaharın faydası
Katranköpüğü
Kazayağını yemek
Kebereotu yemek
Kılıçotu yemek
Ispanağın yararı
Hatminin yararı
Hünnabın şifaları
Ekşi Yonca yemek
Denizüzümü
Dişbudak ağacını içmek
Baldıranın şifaları
Biberin yararları
asma Suyu içmek
ayvanın faydaları

özzde

kebabın şifaları
DUT faydaları
SOYA faydası
Pancarı yemek
Mısırı içmek
Ispanağı içmek
Hatmini içmek
Hayıt yemek
Gül Ağacı yemek
ardıcın faydası
AHUDUDU
beyaz et
Kayınağacı
Bergamot

Dermatit Tedavisi
tavuğun faydaları
gazozun şifaları
kestane kebabın faydası
ÖKSEOTU faydaları
Tatulanın yararı
Saparnanın faydaları
Patatesin şifaları
Portakalın şifası
Marrubun faydaları
Melekotunu içmek
Kasımpatını yemek
Kavakağacının şifaları
Biberiyenin yararı
Buğdayın yararları

özde

bozanın faydası
patetes haşlama
hoşafın yararı
BADEMYAĞI şifaları
BAL Suyu içmek
BROKOLİ yemek
GELİNCİK yararı
ZENCEFİL faydası
Üvezi yemek
Sinameki yemek
Söğüt yemek
Nişasta yemek
Nohudu yemek
Karaağacın şifaları
Karanfili yemek
Karnabaharı yemek
İncirin şifası
Itırın faydası
Hodanın şifaları
Defnenin yararı
Devetabanı yemek
Ballıbabanın faydası
hoşafı içmek
reçel yemek
Karaağaç yemek
Kebereotu
Kılıçotu
Ekşi Yonca
ardıcı yemek


Devamını Oku »

27 Şubat 2020 Perşembe

Kalp Damar Tıkanıklığı Tedavisi

Kalp Damar Tıkanıklığı Bitkisel tedavi Yöntemleri

Günümüzde dünyada karşılaşılan ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer almakta olan kalp damar tıkanıklığı hastalığının tedavisinde kalp ve damar doktorlarının uyguladığı yöntemlerinin yanında hastaya da tedavi aşamalarında önemli görevler düşmektedir. Kalp damar hastalıklarının ana nedenleri arasında sağlıksız beslenme ve aşırı yağlı gıdalar, kızartmalar, hazır gıdalar ve konservelerin tüketildiği düzensiz beslenme gelmektedir.
Bitkiler yüzyıllar boyunca tedavide kullanılmakta ve başarılı sonuçlar vermektedir. Kalp damar tıkanıklığı sorunları yaşayan hastaların beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi; yapılan tedavide bu konuda başarılı sonuçlar veren kürleri doktorlarına danışarak uygulamaları önemli bir ayrıntı oluşturmaktadır. Kalp damar tıkanıklığı konusunda yararlanılan bir takım şifalı bitkiler ve bu konuda yararlanılan bitkisel çözümler bulunmaktadır.

Doğal tedavi yöntemleri olarak kabul edilen ve bu konuda gösterdiği olumlu performans sayesinde zamanımızda oldukça yaygınlaşan şifalı bitkiler kalp damar tıkanıklıkları konusunda uygulanan tedaviye olumlu ölçüde yardımcı olmaktadır.



Bitkisel Çözüm

Kalp damar tıkanıklığı sorunu olan hastalar üzerinde uzun zaman alan çalışmalar yapılmış ve bu konuda tedaviye yardımcı olan bitkisel çözüm yolları bulunmuştur. Bitkisel çözüm yöntemleri sayesinde hastaların kalp damar tıkanıklarının açılması ve daha fazla tıkanarak damarın kapanıp hastanın krize girmesini önleyen yöntemler bulunmaktadır. Bu konuda tedaviye yardımcı olan bitkisel çözüm yolları hakkında şu bilgileri vermemiz mümkün olmaktadır:
  • İlk olarak damar tıkanıklığı olan hastaların hayatlarından tamamen işlenmiş gıdaları, hazır besinleri, konserveleri ve yağlı yiyecekleri çıkararak öğün atlamadan düzenli ve sağlıklı bir beslenme uygulamasına geçmeleri gerekmektedir.
  • Lifli ve kepekli gıdalara, tahıllara veya yulaf ezmelerine yönelmek bol miktarda meyve ve sebze tüketiminde bulunmak tedavide oldukça olumlu sonuçlar vermektedir. Bu şekilde aynı zamanda kan damarlarında bulunan kolesterole bağlı plak oluşumu da önlenmiş bulunur.
  • Haftada en az bir kere olmak üzere balık yemeye özen gösterin. Balık içinde yer alan omega3 kalp damarlarında kan pıhtılaşmasını engelleyeceği gibi damarların güçlenmesine ve kolesterolün dengelenmesine yardımcı olacaktır.
  • Domates kalp damar tıkanıklığı konusunda oldukça faydalı bir sebzedir. Her gün taze ve hormonsuz domateslerden oluşan bir bardak domates suyu içilmesi damar tıkanıklıkları konusunda tedavi edici ve önleyici etkilere sebep olmaktadır.
  • Ay çiçek ve benzeri E vitamini deposu olan yiyecekler kalp damar duvarlarında oluşacak iltihaplanmayı önleyecek ve damarların güçlenmesine yardımcı olacaktır.
  • Badem, fındık, ceviz, fıstık gibi kabuklu yemişler ve kanola yağı, zeytinyağı gibi besin takviyelerine günlük hayatınızda yer verin

İyi Gelen Şeyler

Kolesterol oranını düşürmek ve dengelemek, tıkanlı olan damarların açılmasına ve sağlıklı bir duruma gelmesine yardımcı olmaktadır. Beslenme alışkanlığının düzenlenmesi ve şifalı bitkilere yönelmek hayatınız açısından büyük önem taşıyan kalp damarlarının tıkanmasına veya tıkanıklığın açılmasına yardımcı olmaktadır. Bununla beraber kalp damar tıkanıklığı tedavisinde iyi gelen bir takım uygulamalar da bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak şunları verebiliriz:
  • Hayatınızda bulunan psikolojik baskıyı azaltın. Stres kontrolü damar tıkanıklığı tedavisinde başarıya doğru yönelen bir tablo çizilmesine yardımcı olur.
  • Dengeli ve sağlıklı beslenin. Öğün atlamayın
  • Bitki kürleri ve Şifalı bitkilerden destek alın. Doktorunuza danışarak kullanın.
  • Alkol ve sigardan uzak durun
  • Hareketli bir yaşam felsefesine yönelin. Spor yapın
  • Aşırı kilolardan kurtulun. Formunuzu koruyun.

Şifalı Bitkiler

Kalp damar tıkanıklığı konusunda; tıkanıklığı açan ve önleyen bitkilere şu şekilde örnek verebiliriz:

  • Alıç Bitkisi; kalp kasının kuvvetlenmesine yardımcı olan bu bitkinin aynı zamanda kalpteki damarları açıcı ve tıkanıklık önleyici etkileri bulunmaktadır.
  • Soğan suyu tıkanıklıkların açılması konusunda şaşırtıcı sonuçlar vermektedir.

  • Havuç içerdiği on üç etken madde sayesinde tedavide önemli etkiler göstermektedir.
  • Limon içerdiği zengin c vitamini açısından bu konuda yapılacak tedavide olumlu sonuçlara neden olmaktadır.
  • Sarımsak damarların genişlemesine yardımcı olmaktadır.
  • Ceviz
  • Nar, karabaş otu, elma sirkesi, elma kabuğu, demir dikeni, hasanban, civan perçemi, siyah çekirdekli üzüm, enginar, peynir kekiği, ökse otu, melisa yaprağı, karabuğday otu,

Bitkisel Kürler

Kalp damar tıkanıklığı konusunda tedavi edici özelliği olan; tıkanmanın ilerlemesini önleyen hatta bu sorunun çözülmesine yardımcı olan bir takım bitki kürleri bulunmaktadır. Bu bitki kürlerine örnek olarak şunları verebiliriz:
  • Alıç kürü; kuru olan alıç yapraklarından hazırlanan bu kürde iki veya üç çay kaşığı bitki bir bardak kaynar suda demlenerek içilir. Karışıma tat vermek için içine bir çay kaşığı bal konulabilir. Bu kür günde ortalama üç defa tekrarlanır.
  • Soğan Suyu Kürü; kalp damar tıkanıklıkları tedavisinde olumlu sonuçlar vermektedir. Organik olan soğanlardan iki tanesinin kabukları soyulup doğranılır. Bir bardak kaynar suyun içinde konulur ve üzerine kaynar su eklenir. Akşam hazırlanan bu kürde bardağın üzeri kapanır. Sabah uyanıldığında yemek yemeden içilir.
  • Ceviz Suyu Kürü; bu kürü hazırlamak için üç veya dört tane ceviz dışta bulunan sert kabukları soyularak bir iki bardak su içinde yirmi dörtten saatten az olmamak kaydıyla bekletilerek içilir.

kalp damar tıkanıklığı tedavisi

kurufasulye Suyu içmek
bol kaşarlı tostun faydaları
çözülebilir kahvenin şifası
Nevruzotunun faydaları
Karanfilkökünün yararları

patates salatasını yemek
kelle peynirinin faydası
kestane şekerinin faydası
peynirli böreğin şifası
mercimek çorbasının faydası
dut pekmezinin faydaları
Meyankökü Suyu içmek
Katırtırnağının yararı
Kayışkıran Suyu içmek
Kurtbağrının yararları
Kurtpençesinin şifası
Küçük hindistancevizi
İzlandalikeninin şifaları
Hercaimenekşe Suyu içmek
Güveyfenerinin yararı
öz olarak
kır pidesinin şifası
karnı yarığın yararı
maden sodasının şifası
palamudun yararları
beyaz etin yararları
kurabiyenin faydaları
fındık içi Suyu içmek
Vebaotunun yararı
Sarımsak otu yemek
Süsen Suyu içmek
Sütleğenin şifaları
Ratanya Suyu içmek
Latinçiçeğinin yararı
Kafuru Suyu içmek
Kantaronun faydaları
Katırtırnağını içmek
Kayışkıranın şifası
Kaynanadilinin şifası
Koni Çiçeğinin şifaları
Güveyfenerini içmek
Farekulağının faydaları
Ekşi Elma Suyu içmek
Ergeç Sakalının şifaları
Eşek Kulağının şifası
Dalakotunun yararı
Demirhindinin yararı
Denizkadayıfını yemek
Balıkotunun şifası
ahududunun faydaları
özzde
mantının yararı
hamsinin faydaları
cevizin şifaları
Yüksükotu
Vebaotunu içmek
Şebboyun şifası
Susamın yararı
Süsenin faydası
Ravendin şifaları
Pazının şifaları
Pırasanın şifası
Margaridin yararı
Mineçiçeğini yemek
Lahana Suyu içmek
Latinçiçeğini içmek
Kahkahaçiçeğini yemek
Kakaonun faydaları
Kakulenin şifası
Kaşunun faydası
Kebabenin yararları
Kerevizi yemek
yemişin yararı
Günlüğü yemek
Eğirin yararları
Dalakotunu içmek
Demirhindini içmek
Domatesin şifası
Besbasenin faydaları

Devamını Oku »

26 Şubat 2020 Çarşamba

Cinsel Soğukluk ve tedavisi

  Cinsel soğukluk veya veya diğer adı ile frijidite  yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen kadının cinsel arzu duymaması durumudur. Cinsel ilgi ve isteksizlik, cinsel düşünce ve davranışlarına yansır ve gittikçe ciddileşen bir ailevi-cinsel soruna dönüşür ve toplumumuzda % 20 civarında olduğu tahmin edilmektedir
 

Cinsel soğukluk  sık rastlanan fakat her zaman rahatça doktora ifade edilemeyen bir cinsel sorundur.Her iki cinsi de etkileyebilmektedir.Kadın ve erkeklerde görülen cinsel istek kaybıdır. Cinsel soğuklukta psikolojik problemler ön plana çıkmaktadır.Özellikle günümüzde artan stress,ekonomik sorunlara bağlı kaygılar psikolojik problemlere örnektir.Fiziksel problemlere bağlı da cinsel soğukluk olabilmektedir.
Cinsel soğukluk, frijidite durumunda  psikolojik problemlere bağlı faktörleri daha detaylı incelediğimizde isepartnerler arası sorun, evlilik problemleri, kaygı, depresyon.ve stress ilk akla gelenlerdir.

Cinsel Soğukluk, cinsel  İstek Azalması Nedir
Cinsel soğukluk “cinsel birleşmeden gereğince zevk almamak” olarak tanımlanabilir. Cinsel birleşmenin en yüksek haz derecesi olarak kabul edilen orgazma ulaşamamaktan, bu derecenin biraz gerisinde kalmaktan başlayarak cinsel birleşmeden, en ufak bir zevk almak bir yana, nefret etmeye kadar değişen durumlara rastlanabilir.
Bir kadının cinsel bakımdan soğuk olması onun kısır olması demek değildir. Genel olarak bütün kadınlar yeterli bedensel ve ruhsal uyarmalarla hazırlandıkları takdirde cinsel birleşmeden zevk alabilirler. Kadınlardaki bu yetenek erkeklerdekinden daha az değildir. Ancak aşağıda belirtilecek olan nedenlerle cinsel soğukluk daha çok kadınlar arasında görülmektedir.
Kadınlarda cinsel soğukluk nedir?
Her dört kadından ikisi cinsel bakımdan soğuktur, (frijittir) Ancak, çoğu kez, yaklaşık olarak bir yıllık bir uğraşmadan sonra bu iki kadından biri kurtulabilir. Geriye kalan dörtte bir ise daha uzun bir süre soğukluk çekmeye mahkûmdur. Kadınların büyük çoğunluğu, soğuk olmalarının gerçek nedenini kocalarının beceriksizliğinde ararlar. Oysa, çoğu kez durumdan erkek kadar, hatta ondan daha fazla, kadın sorumludur.
Kadınların cinsel soğukluk sebepleri
Cinsel Gelişimde Gecikmeler; Yumurtalıklardan gelme bir bozukluk ya da aksaklık dolayısı ile üreme organları gerektiği gibi gelişmemiş olabilir ve bu, kadında cinsel isteğin azalmasına ve giderek cinsel soğukluğa yol açabilir. Ama bu konuda fazla kaygıya kapılmak yersizdir. Kadın evlendikten sonra olgunlaşacak, fazla derin olmayan aksaklıklar kendiliğinden geçecek, ve sonunda orgazm mümkün olacaktır.
Üreme Organlarında İltihaplar;Parametritis (döl yatağı çevresindeki bağ dokusu iltihabı) çeken, ya da döl yatağında, yumurtalık tüplerinde, yumurtalıklarında ya da diğer üreme organlarından birinde iltihap olan kadınlar cinsel birleşme sırasında acı duyarlar. Dış organların tersine, iç üreme organları iltihapları kolay kolay farkedilemez ve çoğu kez iltihabın başlangıcında tedaviye başlanamaz. Bu yüzden kronik hale gelen bazı iltihaplar dolaylı olarak cinsel soğukluğa yol açabilir. İltihap, çocuk aldırma, doğum, ya da kirli ellerle dokunma yoluyla alınmış bel soğukluğu mikrobundan ya da bir başka mikrop dolayısı ile meydana gelmiş olabilir. Başka hiç bir nedenden ötürü cinsel soğukluk duymamış kadınlarda bile bu tür soğukluğa rastlanabilir.
Doğum Sırasında Açılmış Yaralar; Kadın doğum yaparken meydana gelen yırtılmalar ya da kesiklerin sonradan iyi tedavi edilmemiş olmaları, ya da üst üste yapılan doğumlar sonucu döl yolunun gevşemiş olması nedeni ile, cinsel birleşmeden zevk alamaz hale gelebilir ve bu da zamanla cinsel soğukluğa yol açabilir. Doğum sırasında meydana gelen yırtılma ne kadar ufak olursa olsun, hemen yeniden dikilmelidir. Bazı kadınlar, hekimin kestiği yeri yeniden dikmesine izin vermezler. Oysa, hekimin doğumu kolaylaştırmak amacı ile perineum’u (apış arası) kesmesi, sonradan yapılan dikiş iyi tutturulduğu takdirde, hiç de kaygı verecek bir işlem değildir. Bu işlemin cinsel duygular üzerinde her hangi bir etkisi olmaz.
Duygusal Baskılar; Cinsel ilişkileri günah ya da kirli sayan bir takım dinsel ya da toplumsal baskıların altında kalmış olan kadınlar cinsel yönden soğuk olabilirler. Bu tür soğukluk özellikle, bilgisizlikleri yüzünden cinsel birleşme sırasında hareketsiz kalan kadınlarda görülür.
Duygusal Şok; Bir takım seyrek durumlarda, cinsel soğukluğun eskiden kalma bir ruhsal «yara»ya bağlandığı olur. Kadın, başından geçmiş olan bir cinsel zorlanma olayını ya da çocukluğundan hatırladığı cinsel oyunlar ya da daha önceki başarısız cinsel denemelerini unutamadığı için soğuk olabilir.
Homoseksüellik; Homoseksüel ilişkilerin kurulmasına etken olan bir çok ruhsal faktörlerden biri de erkeklerden tiksinme durumudur. Erkeklerden tiksinen bir kadının da onlara karşı soğuk olması olağandır.
Gebe Kalma Korkusu; Bir kadın ister çocuk sahibi olsun, ister hiç çocuk yapmamış olsun, artık çocuk istememekte kesin kararlı ise, cinsel bakımdan soğuklaşabilir. Doğum kontrolü ve kürtaj işleminin yaygınlaşmaya başlamış olması, bu nedenle meydana gelen soğuklukları oldukça azaltmıştır. Ama sık sık çocuk aldırmış kadınlar arasında bile bu tür soğukluğun kurbanı olanlar görülür, çünkü durmadan kürtaj yaptırmak hoşa giden bir şey değildir. Ayrıca bir kadının kürtaj sırasında karşılaşabileceği komplikasyonlar «gebe kalmak» tehlikesini onun gözünde büyüterek cinsel soğukluğuna yol açabilir.
Ev İçindeki İlişkiler; Kayınbaba ya da anası ile, görümceleri ya da kayınbiraderleri ile ya da kendisi ile aynı evde oturan diğer akrabalar ile iyi geçinemeyen bir kadın cinsel bakımdan soğuklaşabilir. Bu durumda olan bir kadın, aslında kocasına karsı olan hoşnutsuzluğunu dolaylı bir yoldan belirtmektedir,
Yatak Odasının Uygun Olmayışı; Çiftin yatak odasının üçüncü bir kişi tarafından paylaşılıyor olması, ya da hemen bitişiklerindeki odada bir başkasının yatıyor olması, ya da örneğin banyoya giden yolun çiftin yatak odasından geçmesi gibi durumlarda, kadın cinsel birleşme sırasında birinin odaya girebileceği korkusu ile her an tetikte olmak zorundadır. Bu durum, giderek cinsel soğukluğa yol açabilir.

Erkeklerde cinsel soğukluk nedenleri:
İlk Gece Yapılan Yanlışlar; ilk kez cinsel denemeye girişen erden bir kızın, bir miktar acı duyması olağandır. Ama eşinin anlayışlı ve yumuşak davranması bu acıyı geniş ölçüde azaltabilir. Erkeğin sabırsız, hoyrat, ya da düşüncesiz davranışları, kadında, cinsel birleşmeden acıdan başka bir şey beklenemeyeceği duygusunu uyandırabilir. Bu tür duygular zamanla çok derin bir korku haline gelebilir ve kadının cinsel yönden soğuk kalmasına yol açabilir.
Erkeğin Cinsel Aksaklık ya da Eksiklikleri; Penisin yeteri kadar sertleşememesi, erken meni gelmesi, çok büyük ya da çok küçük penis, cinsel soğukluğa benzer bir durum yaratabilir kadında. Ama aslında bu gerçek bir soğukluk değildir. Kadın bu tür kusurları olmayan bir başka erkekle doyuruya ulaşabilir. Böyle bir durum karsısında, erkeğin bir hekime görünmesi gereklidir.
Yanlış Cinsel Teknik; Genel olarak, kendi cinsel tekniğini ilerletmeye çalışan erkek, bunu yaparken eşinin cinsel gelişimini pek göz önüne almaz. Bunun sonucu olarak da, başlangıçta eşinin utangaçlık duyguları içinde olabileceğini düşünmez. Oysa bundan daha yanlış bir davranış olamaz. Erkek, kadınların alelacele öğrenilmiş, yalan yanlış uygulanan sevişme tekniklerinden hoşlanmadıklarını bilmelidir. Kendisi iyi niyetle hareket ediyor bile olsa, çok geçmeden eşinin soğuklaştığını görecektir.
Cinsel soğukluk tedavisi nasıl yapılır?

Cinsel soğukluk tedavi neden olan faktörün ortaya konmasından sonra mümkündür. Cinsel soğukluğa  neden olan şey kadın hastalıkları veya başka bir hastalıksa bu durumun tedavisi gerekmektedir. Herhangi bir organik hastalık saptanamamışsa isteksizliğin nedeni psikolojiktir. Bu durumda çiftlerin birlikte psikiyatrik yardım alması gerekmektedir. Cinsel bakımdan soğuk (frijit) olan bir kadın, kadın hastalıkları uzmanının yanı sıra bir de ruh hastalıkları uzmanına görünmelidir


Cinsel Soğukluk tedavisi

kurufasulyenin şifaları
bol kaşarlı tostun faydası
ezogelin çorbasının şifaları
kelle paça çorbasının yararları
Uyuzotu Suyu içmek
Şeytanteresinin faydaları
Nevruzotunun faydası

öz olarak
dut pekmezinin faydası
ISIRGAN OTU yararları
Yerelması Suyu içmek
Turunçun yararları
Sıracaotu Suyu içmek
Karanfilağacının yararları
Kasıkotunun faydaları
Kedinanesinin yararları
İzlandalikeninin şifası
Hercaimenekşenin şifaları
Gülhatminin yararları

özde
karidesin yararları
kurabiyenin faydası
fındık içinin şifaları
ELMA SİRKESİ yararı
GÜL YAPRAĞI faydaları
LİMON Suyu içmek
PAPATYA ÇAYI şifaları
TARÇIN Suyu içmek
Üzerliğin yararı
Üzümün faydaları
Tarhunun faydaları
Sakızağacının yararı
Sarısabırın faydaları
Sassafrasın yararı
Sütleğenin şifası
Papatyanın faydaları
Marul Suyu içmek
Meryemotu yemek
Muşmulayı yemek
Kantaronun faydası
Kasnının yararları
Kazayağının şifaları
Kimyonun yararı
Koni Çiçeğinin şifası
Farekulağının faydası
Filiskinin faydaları
Eğreltiotu yemek
Enginarın yararları
Ergeç Sakalının şifası
Cevizağacının yararı
Ciğerotunu yemek
ahududunun faydası
ardıç tohumu yemek

en özzde
hamsinin faydası
kestaneyi içmek
cevizin şifası
IHLAMUR yararı
Yapışkanotu
Üzerliği içmek
Şalgamın faydaları
Sakızağacını içmek
Sarısabır yemek
Sassafrası içmek
Suyosunu
Ravendin şifası
Rokanın yararı
Pancarın şifaları
Pazının şifası
Pelinin yararı
Kakaonun faydası
Karamuğu yemek
Kedinanesi yemek
Kestaneyi içmek
Kimyonu içmek
Koruğu yemek
Hıyarın yararı
Hurmayı yemek
Gülün faydaları
Gülhatmi yemek
Dişbudak ağacı yemek
Cevizağacını içmek
Badem Suyu içmek
Besbasenin faydası
acı ağaç Suyu içmek


frijidite tedavisi
lahmacunun şifaları
eriştenin yararı
mantı Suyu içmek
tostun şifaları
ÇÖREKOTU faydaları
SOYA Suyu içmek
zeytinin şifası
Yaseminin faydaları
Vanilyanın faydası
Vişnenin faydaları
Safran Suyu içmek
Sandalağacının faydaları
Sığırkuyruğu
Sinamekinin faydası
Sumağın yararları
Ratanyanın yararı
Rezenenin faydaları
Okaliptus yemek
Nişastanın şifası
Mandalinanın şifaları
Mürverin faydası
Kınakınanın faydaları
Kızılcığın faydaları
Kişnişin şifaları
Kusonun yararı
Hünnabın yararları
Ebegümecinin faydaları
Ekşi Elmanın yararı
Devetabanının şifası
Baldıranın yararları
Banotunun faydası
Bezelyenin yararı
Böğürtleni yemek
Börülcenin yararı


Devamını Oku »

25 Şubat 2020 Salı

Böbrek taşı nedir? TEDAVİSİ

Böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur? Belirtileri ve tedavisi…

Erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla görülen böbrek taşı nedir? Böbrek taşı neden olur? Böbrek taşı belirtileri ve tedavisi hakkında aradığınız tüm detayları bulabilirsiniz...

 

Gün içerisinde yeterince sıvı almamak, genetik faktörler, aile öyküsü, yaş, cinsiyet, ırk, az hareket veya hareketsizlik ve diyet gibi faktörlerin oluşum riskini artırdığı böbrek taşı nedir? Böbrek taşının nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkında merak ettiğiniz her şey haberimizde…
BÖBREK TAŞI NEDİR?
Böbrek taşları (böbrek litiazisi, nefrolitiazis), böbreklerin içinde oluşan mineral ve tuzlardan oluşan sert birikintilerdir. Böbrek taşları idrarda bir azalma olduğunda ve / veya idrarda taş oluşturan maddelerden fazla olduğunda oluşur. Dehidrasyon, böbrek taşı oluşumu için önemli bir risk faktörüdür.
BÖBREK TAŞI BELİRTİLERİ
Böbrek taşı, böbreğinizin içinde hareket edene veya üreterinize girene kadar (böbrek ve mesaneyi bağlayan tüp) aşağıdaki belirtileri ve semptomları deneyimleyebilirsiniz:
– Kaburgaların altında, yan ve arkada şiddetli ağrı
– Alt karın ve kasıktan yayılan ağrı
– Dalgalar halinde gelen ve yoğunluğu artan/azalan ağrı
– İdrar yaparken ağrı
– Pembe, kırmızı veya kahverengi idrar
– Bulanık veya kötü kokulu idrar
– Mide bulantısı ve kusma
– Normalden daha sık idrara çıkma
– Bir enfeksiyon varsa ateş ve titreme
– Küçük miktarlarda idrar
Bir böbrek taşının yol açtığı ağrı, idrar yolunuz boyunca hareket ettiğinde değişebilir.
BÖBREK TAŞI NEDENLERİ


Böbrek taşlarının genellikle belirli bir nedeni yoktur, ancak birkaç faktör riskinizi artırabilir. Böbrek taşları, idrarınızdaki sıvıdan daha fazla kristal oluşturan madde (örneğin, kalsiyum, oksalat ve ürik asit gibi) içerdiğinde oluşur. Aynı zamanda, idrarınız kristallerin birbirine yapışmasını engelleyen maddelerden yoksun olabilir. Bu da böbrek taşlarının oluşumu için ideal bir ortamdır.
BÖBREK TAŞI TÜRLERİ
Kalsiyum taşları
Çoğu böbrek taşı genellikle kalsiyum oksalat şeklinde kalsiyum taşlarıdır. Oksalat, gıdada bulunan ve karaciğeriniz tarafından günlük olarak üretilen doğal bir maddedir. Bazı meyve ve sebzelerin yanı sıra fındık ve çikolata, yüksek oksalat içeriğine sahiptir. Diyet faktörleri, yüksek doz D vitamini, bağırsak baypas cerrahisi ve çeşitli metabolik bozukluklar idrarda kalsiyum veya oksalat konsantrasyonunu artırabilir.
Kalsiyum taşları ayrıca kalsiyum fosfat formunda da oluşabilir. Bu tip taş, böbrek tübüler asidoz gibi metabolik durumlarda daha yaygındır. Bazı migren baş ağrılarıyla veya topiramat (Topamax) gibi bazı nöbet ilaçları ile de ilişkili olabilir.
Struvite taşları
Struvit taşları, idrar yolu enfeksiyonu gibi bir enfeksiyona yanıt olarak oluşur. Bu taşlar hızlıca büyüyebilir ve bazen çok az semptom veya az uyarı ile oldukça büyük olabilir.
Ürik asit taşları
Ürik asit taşları, yeterince sıvı içmeyen veya çok fazla sıvı tüketen, yüksek proteinli bir diyet yiyen ve gut olan kişilerde oluşabilir. Bazı genetik faktörler ürik asit taşlarını da arttırabilir.
Sistin taşları
Bu taşlar, böbreklerin bazı amino asitleri (sistinüri) çok fazla salgılamasına neden olan kalıtsal bir bozukluğu olan kişilerde oluşur.

BÖBREK TAŞI TEDAVİSİ
Böbrek taşlarının tedavisi, taş türüne ve nedenine bağlı olarak değişir.
Minimal semptomlu küçük taşlar invazif tedavi gerektirmez.
Günde 2 ila 3 litre kadar su içmek, idrar sisteminizi temizlemenize yardımcı olabilir.

Küçük bir taşı düşürmek biraz rahatsızlık verebilir. Hafif ağrıyı azaltmak için doktorunuz ibuprofen (Advil, Motrin IB, diğerleri), asetaminofen (Tylenol, diğerleri) veya naproksen sodyum (Aleve) gibi ağrı kesiciler tavsiye edebilir.
Doktorunuz böbrek taşınızı düşürmenize yardımcı olacak bir ilaç verebilir. Alfa bloker olarak bilinen bu tip ilaç, üreterinizdeki kasları gevşetir, böbrek taşını daha hızlı ve daha az acı ile düşürmenize yardımcı olur.
Bazı durumlarda, bir ürolog lithotripsy adı verilen bir şok dalgası terapisi uygulayabilir. Bu böbrek taşını daha küçük parçalara ayıran ve geçmesine izin veren bir tedavidir.
Litotripsiye izin vermeyen bölgelerde bulunan büyük taşlı insanlar, arkadaki bir insizyon yoluyla taşın çıkarılması veya idrar yoluna ince bir tüp yerleştirilmesi gibi cerrahi prosedürler alabilirler.

 BÖBREK TAŞI'NIN Doğal yollarla TEDAVİSİ
  

BÖBREK TAŞI TEDAVİSİ
Limonatanın yararı
profiterol yemek
yayla çorbasını içmek
Fıstığın yararları
zakkumun şifaları
Yoncanın yararları
Portakalın faydaları
Mantar Suyu içmek
Maydanozun faydası
Miskçiçeğinin faydası
Muzun yararları
Lavantaçiçeğini yemek
Karabiber Suyu içmek
Kayınağacının şifaları
Kurtayağını yemek
Ihlamurun şifaları
Helvacıkabağının şifası
Devedikeninin şifası
Dişbudak ağacının faydası
Basurotunu içmek
adamotunun yararı
 

 öz olarak
kolanın şifaları
salatanın faydası
Tahinin şifaları
SARMISAK şifası
Yasemini yemek
Taflanın şifaları
Sandalağacını yemek
Sumağın yararı
Ratanyayı içmek
Portakal yemek
Mantarın şifası
Mısırın faydası
Karabiberin faydası
Kızılcığı yemek
Kusoyu içmek
İncirin faydaları
İğde Suyu içmek
Ispanağın faydası
Hatminin faydası
Hünnabın yararı
Ebegümecini yemek
Centiyane yemek
Baldıranın yararı
Bamyanın şifaları
adamotunu içmek
 

 

BÖBREK TAŞI DÖKÜLMESİ
 yoğurtun şifaları
eriştenin yararları
sarı gazozun şifası
uykuluğun faydası
türk kahvesini içmek
ayva reçelinin şifaları
Ratanyanın yararları
Melekotunun faydası
Kusonun yararları
Greyfurtun şifası
Günlük Suyu içmek
Frenküzümü yemek
Ekşi Elmanın yararları
Ekşi Yoncanın şifaları
Dolama otunun şifası
Bezelyenin yararları
Böğürtlenin faydaları
Börülcenin yararları
aslanağzı Suyu içmek
ayı üzümünü içmek


öz olarak
gazozun yararı
sütlacın şifaları
kabak tatlısı yemek
yumurta yemek
neskafenin şifaları
çikolatanın şifası
pekmezin faydaları
GÜL YAPRAĞI yemek
ISIRGAN OTU içmek
TURP yararları
Vanilyayı yemek
Tatulanın faydası
Şeftalinin şifası
Sarıodun faydaları
Servinin şifası
Patatesin yararı
Patlıcanın faydaları
Marulun faydaları
Maydanozu yemek
Menekşenin şifası
Miskçiçeğini yemek
Lahananın yararları
Kavakağacının yararı
Isırganın şifaları
Hanımelinin şifası
Ginsengin şifaları
Greyfurt yemek
Gül Ağacının şifaları
Dişbudak ağacını yemek
Bergamodun şifaları
Biberiyenin faydası
Burçağın yararları
 özde

erişte yemek
gazozu içmek
sütlaç yemek
profiterol
hoşafın faydası
BADEMYAĞI yararı
GELİNCİK faydası
ISPANAK şifası
PİRİNÇ şifası
zambağın şifası
Şakayık yemek
Patlıcan yemek
Mısırı yemek
Misvak yemek
Karaağacın yararı
Karabiberi yemek
Karamuk yemek
Katrancı yemek
Kavakağacını içmek
Koruk yemek
Ispanağı yemek
Hatmini yemek
Hodanın yararı
Defnenin faydası
Domates yemek
Behmenin şifası
Bezelye yemek
Biberin faydaları
Börülce yemek



özzzzzzz
Portakal
Laden yemek
Karaağacı içmek
Hodanı içmek
Centiyane
 

Devamını Oku »

Kanser Tedavisi - Şifalı Bitkiler listesi

Kanser Tedavisi

Kanserde yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri cerrahi, radyoterapi ve kemoterapidir. Daha az sıklıkla hormon tedavileri, biyolojik tedavi yöntemleri ve hedefe yönelik tedaviler kullanılır. Bu tedavi yöntemleri tek başına veya birlikte uygulanmaktadır. İlk uygulanan tedavi genellikle birinci basamak tedavi olarak bilinmektedir. Birinci basamak tedavinin arkasından verilen tedavi adjuvan tedavi olarak adlandırılır. Cerrahi tedaviden sonra uygulanan kemoterapi adjuvan tedavidir. İlk basamak tedaviden önce uygulanan tedavide neoadjuvan tedavidir.


Örneğin cerrahi tedavi öncesi uygulanan hormonoterapi neoadjuvan tedavidir.Pek çok deneysel tedavi yöntemi klinik çalışmalarla test edilmektedir. Kanser tedavisi giderek daha çok özel uzmanlık gerektirir hale gelmektedir, tedavi genellikle medikal onkoloji uzmanı tarafından yönlendirilen bir ekiple yürütülmektedir. Tedaviye başlamadan önce tedavinin hedeflerini, ne kadar süreceğini ve potansiyel yan etkilerini bilmek isteyeceksiniz. Kanser tedavisinde önemli bir noktada hastalar ve hasta yakınlarının, doktorları ve onların önerdikleri tedavi konusunda kendilerini rahat hissetmeleridir. Bazen tedaviniz konusunda ikinci bir görüş almak isteyebilirsiniz.



Şifalı Bitkiler
Kanser tedavisi

 mantının şifası
hamsinin yararı
yaş pasta yemek
ezogelin çorbası
BROKOLİ faydaları
IHLAMUR şifaları
KEREVİZ faydası
MAYDANOZ faydası
zerdeçalın faydası
Şakayığın faydası
Şeytanteresi
Susamın şifası
Rokanın şifaları
Pelinin şifaları
Pirinçin faydası
Nergisin faydası
Margaridin şifası
Misvağın faydası
Labadanın yararları
Kakaonun yararı
Kantaronu içmek
Kasımpatı yemek
Katrancını yemek
İnciçiçeğini yemek
yemişin şifası
Havacıvayı yemek
Hıyarın şifaları
Farekulağını içmek
Fundanın faydaları
Elma Suyu içmek
Darı Suyu içmek
Besbasenin yararı
ahududunu içmek

 
Kanser Hastalığı tedavisi

maden suyunun faydaları
nar ekşisinin yararları
profiterolun faydaları
kelle peynirinin şifası
kestane şekerinin şifası
mercimek çorbasının şifası
dut pekmezinin şifaları
Yapışkanotunu yemek
Semizotunun yararı
Suyosununu yemek
Meryemotunun faydası
Kuşburnunun yararı
İtüzümünün faydası
Eğirotunun yararları
Eğreltiotunun faydası
ardıç tohumunun faydası
ayrıkotu Suyu içmek


öz olarak
kaşar peyniri yemek
kurabiyenin şifaları
Yabani enginarın faydası
Yenibaharın yararları
Yerelmasının faydası
Semizotunu içmek
Okaliptusu yemek
Nohut Suyu içmek
Mersin Suyu içmek
Mercimek Suyu içmek
Kantaronun şifaları
Kavunun yararları
Kazayağı Suyu içmek
Kediotunun yararı
Kuşburnunu içmek
Kuşekmeğinin faydası
Havacıvanın yararları
Helvacıkabağının faydaları
Hiyarşembenin faydası
Hindyağıağacının yararı
Farekulağının şifaları
Ekmek ağacının yararları
Damkoruğunu yemek
Devedikeninin faydaları
ahududunun şifaları
Özde
nar ekşisi yemek
kokorecin faydası
hamsinin şifaları
çikolatayı yemek
KEREVİZ yararı
LİMON yararları
MARUL yararları
MAYDANOZ yararı
ÖKSEOTU yemek

SARMISAK faydaları
TARÇIN yararları
zerdeçalın yararı
zeytini yemek
Şakayığın yararı
Süsenin şifası
Pirinçin yararı
Nergisin yararı
Mantarın faydaları
Menekşeyi yemek
Mersinin faydası
Misvağın yararı
Kakaonun şifaları
Kaşunun şifası
Kediotunu içmek
Kurtbağrı yemek
İğdenin yararları
Hindyağıağacını içmek
Devetabanını yemek
Baklanın yararları
Besbasenin şifaları
 

en öz olarak
dalağın şifaları
komposto
HAVUÇ yararı
SOĞAN yararı
zerdeçalı içmek
Şakayığı içmek
Safranı yemek
Salebin faydası
Narın yararı
Nergisi içmek
Mantar yemek
Misvağı içmek
Kahveyi içmek
Kanaryaotu
Karabiber yemek
Hindibayı içmek
Bademin şifaları
ahladın faydaları
cacık yemek
palamut
Yasemin
Sakızağacı
Narı içmek
Kabak yemek
İğde yemek
Horasani
Cevizağacı
Devamını Oku »

Boyun Tutulması Tedavisi

Boyun Tutulması

Boyun tutulması genellikle boyun çevresindeki kaslarda oluşan hareket edememe durumudur diyebiliriz. Boyun tutulması sonucu boynu her iki tarafa yada tek tarafa hareket ettirememe durumu oluşur. Burada bu sağlık sorunu hakkında bilgilendirici açıklamalar bulacaksınız. Verilen açıklamalar arasında boyun tutulması nedir,boyun tutulması neden oluşur,boyun tutulması için uygulanabilecek tedavi yöntemleri gibi bilgiler bulunmaktadır.



Yetişkin bir insan vücudunda yaklaşık olarak 33 – 34 tane omur bulunur. Bu omurlar kafatasının hemen altından başlayarak kuyruk sokumuna kadar uzanırlar. Bu omurlar birbirleriyle üst üste eklem yaparak omurgayı oluşturur.
Boyun tutulması genellikle sabahları karşılaştığımız, belirgin bir şekilde başımızı oynatamamamız, boyunda özellikle tek taraflı çevirememe, boyunda ki kaslarda ağrı gibi rahatsızlıkla ortaya çıkan, insana sıkıntı veren bir durumdur. Böyle durumlarda daha çok başımızı çeviremeyiz, başımızı dik tutamayız, boynumuza dokunduğumuzda ağrıyan bölgeyi hissederiz. Boyun tutulmasının nedeni genellikle geceleri ters yatış pozisyonundan meydana gelir. Bazen de doğuştan olabilir, belli kas hastalığından olur,ancak olduğu zaman da insanın hayatını zorlaştıran,günlük işlerimizi yapmamızı zorlaştıran bir duruma neden olur.

Boyun ağrıları bel ağrıları kadar sık olmasa da her yaş gurubunda önemli bir sorun oluşturur. Bu hastalığın çalışan insanlarda görülme ihtimali daha fazladır.

Boyun Tutulmasının Neden Olur?

 

Boyun tutulması genelde başı sürekli sabit tutmak, koltuk gibi set ve düzensiz yerde uyumak, cereyanda kalmak gibi görünse de aslında bunun altında başka nedenler vardır. Bu sadece tutulmanın o gün ortaya çıkma sebebi olabilir. Nedeni ise daha önce geçirmiş olduğu ameliyat, vücut da tam olarak ortaya çıkmamış veya çıkmak üzere olan bir hastalıktan dolayı tutulma olabilir. Bunun yanı sıra ani hareketler yapmak özellikle ısınma hareketleri yapmadan bir eşyanın yerden kaldırılması ve ya zorlanması gibi durumlarda boyun tutulması rahatsızlığı gelişebilir. Kadının rahminde bir araç yani spiralden dolayı da boyun tutulması olabilir.

Boyun Tutulmasının Belirtileri

Dokunduğumuz bölgede ağrılı hassas bir kas vardır. Dokunmakla hasta rahatsız olur, başını rahat çeviremez. Zaten bu tutulmalar genelde tek taraflı tutulur. Böyle bir insan rahat araba kullanamaz, evde rahat yemekyapamaz, toplantı yapamaz çok rahatsız olur.Özellikle tutulmanın altında yatan bir fıtık olmaz ise onu tedavi etmek daha kolay olur.

Boyun Tutulması Hangi Hastalıklara Neden Olur?

Boyun tutulmasının altında o bölgede boyun fıtığı olabilir. Boyun fıtığına bağlı yani sinir sıkışmasına bağlı refleks olarak boyun hareketlerini kısıtlama amaçlı vücut kendini koruyabilir. Boyun fıtığı bademcik, diş problemi, dişte apse yapma gibi rahatsızlıklara neden olabilir.

Boyun Tutulması ve Tedavisi

Boyun tutulmasın da ki ilk seçenek önce hasta kendi kendine tedavi uygulamalıdır. Genelde tutulan bölgeyi sıcak tutmak her zaman faydalıdır. Çünkü sıcakta kaslar gevşer. Tutulan bölgedeki kaslar sertleşmiştir. Bunun yanı sıra elimizde bulunan kas gevşetici merhemleri kullanabiliriz, masaj yaptırabiliriz. Eğer bu uygulamalardan da sonuç alınmazsa doktora başvurmakta fayda vardır. Muayeneyi yaptırıp boyundaki tutulmanın altında eğer boyun fıtığı olup olmadığı ortaya çıktıktan sonra durum ciddiyse ameliyat ya da fizik tedavi uygulamasına başlanır. Eğer tutulma anında hemen doktora gidemeyeceksek o kadar telaşlanmaya gerek yoktur. Bu durum çok zararlı değildir, hatta çok şiddetli ağrı olsa da zaten doktora gittiğimizde de hemen çözülecek bir durum değildir. Kasılmış kasın eski haline gelmesi zaman alabilir. Hemen doktora başvuramadığımız durumlarda yapabileceğimiz en önemli şey o bölgeyi sıcak tutmaktır. Boynu çok zorlayacak işlerden uzak durmak, sürekli bilgisayar başında oturmak, uğraştırıcı bir yemek yapmak mesela dolma sarmak gibi boyun sabit kalacak şekilde durmak veya çok ince işlerle uğraşmaktan boyunu hep belirli pozisyonda tutmaktan kaçınmak her zaman faydalı olacaktır.

Boyun Tutulması İçin Doğal Tedavi

Bir de geleneksel yöntem olarak birçok kişiden doğal zeytinyağının çok faydalı olduğunu, zeytinyağının o bölgeye uygulanarak masaj yapılıp yedirildikten sonra bir bezle sarılıp sıcak tutulduğunda bir iki gün içinde geçirdiğini söyleyebiliriz.

Boyun Tutulmasından Kurtaran Öneriler

Boyun tutulmasını geçirmek için evde yapılması gereken en basit tedavi yöntemi boyun kısmını olabildiğince sıcak tutmaktır.Boyun bölgesine sıcak torbalar, sıcak suyla ıslatılmış havlular konulmalıdır.Bunlar boynu gevşetmeye yardımcı olacak ve boyun kaslarını rahatlatır.
Boyun tutulmalarına kimi zaman masajda etkili bir yöntemdir.Tabi bu yöntem boynun tutulma şiddeti ile orantılıdır.Eğer dokununca bile acıyorsa boyun masaj yaptırmak çok zor bir hal alır. Bu yüzden yalnızca şiddetli bir ağrı yoksa el değdirilebiliyorsa bir krem yardımı ile yavaş bir şekilde masaj uygulanılabilir.
Boynu rahat edebilecek pozisyonlarda bırakmalıyız.Yani biraz dinlendirmeliyiz onu.Çok ani hareketler yapmamalı daha sakin hareketler yapılmalı.Çünkü daha çok ağrıyabilir fevri hareketlerle.
Çok zorda kalınmadığı sürece kas gevşetici haplar içilmemeli.İçilse bile kesinlikle doktor kontrölünde alınmalıdır bu haplar.

Televizyon izlenirken veya bilgisayar başındayken boyuna destek olsun diye bir yastık konulmalıdır.Çünkü boyun yükü ağırdır.Ona destek yapıp rahatlatılmalıdır.
Bu dertten kurtulmak için öncelikle vücut ve kafa rahat olmalıdır.Stresten daha uzak bir hayat yaşamalı, ani hareketlerden kaçınmalısınız.Ve yukarıdaki yazı sadece pratikliktir ve sadece çok şiddetli olmayan tutulmalar için dikkate alınabilir.Bizim sizlere verebileceğimiz bilgiler bununla sınırlıdır. Biz kesinlikle uzmana başvurmanızı tavsiye ederiz.


Boyun Tutulması  Tedavisi

 azgınteke otunun yararları


rafadan yumurtanın şifası
türk kahvesinin şifaları
yaprak sarmasının faydaları
Unutmabeni Çiçeğinin şifası
Şerbetçiotunun faydaları
Keçiboynuzunun faydası
Kokuluyoncanın şifaları
Kuduzotunun faydaları
Duvar sarmaşığının faydası
altınotunun yararları
ayı üzümünün şifaları
biber dolmasının faydaları
Vanilyanın yararları
Tavşankulağını yemek
Sinamekinin yararları
Portakal Suyu içmek
Melekotunun yararı
Miskotunun şifası
Mürverin yararları
Kabakulakotunu yemek
Kudretnarının şifası
Kuzukulağını yemek
Hasırotunun faydası
Düğün çiçeğinin faydaları
Centiyane Suyu içmek
Civanperçeminin faydası
Banotunun yararları
tavuğun faydaları
gazozun şifaları
kestane kebabın faydası
ÖKSEOTU faydaları
Tatulanın yararı
Saparnanın faydaları
Patatesin şifaları
Portakalın şifası
Marrubun faydaları
Melekotunu içmek
Kasımpatını yemek
Kavakağacının şifaları
Biberiyenin yararı
Buğdayın yararları
bozanın faydası
patetes haşlama
hoşafın yararı
BADEMYAĞI şifaları
BAL Suyu içmek
BROKOLİ yemek
BROKOLİ yemek
GELİNCİK yararı
ZENCEFİL faydası
Üvezi yemek
Sinameki yemek
Söğüt yemek
Nişasta yemek
Nohudu yemek
Karaağacın şifaları
Karanfili yemek
Karnabaharı yemek
İncirin şifası
Itırın faydası
Hodanın şifaları
Defnenin yararı
Devetabanı yemek

 



Devamını Oku »

24 Şubat 2020 Pazartesi

Boğaz iltihabı tedavisi


Boğaz İltihabı Belirtileri

İltihap kapan boğaz, ağrılı ve kaşıntılıdır. Savunma katmanları tahriş olmuş durumdadır. Ek olarak aşağıdaki belirtiler de görülür:


  • Yutkunmakta güçlük
  • Boğazda kuruluk
  • Bazen lenf bezlerinde şişlik
  • Boğaz akıntısı, balgam, öksürük
  • Bademcikler üzerinde beyaz lekeler
  • Seste çatallaşma, boğukluk ve kısıklık
Daha ciddi hastalıklardan kaynaklanıyorsa bazen şunlar da görülebilir:
  • Ateş
  • Eklem ağrısı
  • Deride döküntü
  • Nefes darlığı

Boğaz İltihabının Nedenleri

Bakteri ve Virüsler
Boğaz iltihaplarının çoğu bakteri ve virüsler yüzünden ortaya çıkar. Çoğu ayrıca üst solunum yolu enfeksiyonları diye de anılır. Boğaz iltihabına neden olabilecek bazı hastalıklar şunlardır:
  • Soğuk algınlığı ve grip virüsleri
  • Streptokok bakterileri
  • Larenjit
  • Kuşpalazı (difteri)
  • Öpüşme hastalığı (mononükleoz)
  • Suçiçeği ve kızamık
  • Boğmaca
  • Faranjit
Reflü
Midemizin girişinde bir büzme kası bulunur, mide içeriğinin yukarı çıkmasını engeller. Bu kas zayıflarsa mide asiti yukarı çıkarak boğazı tahriş edip, iltihap kapmasına neden olabilir. Ayrıca göğüste yanma hissi oluşur.
Alerji
Küf, polen ve bazı kimyasallara (parfüm vb.) karşı alerjisi olan kişilerde boğaz iltihabı ve tahrişi söz konusu olabilir.
Tahriş Edici Madde ve Ortamlar
Boğazın nemli kalması gerekir. Kuru havaya uzun süre maruz kalmak boğazı savunmasız bırakarak iltihap kapmasına neden olabilir. Benzer şekilde tütün mamulleri kullanmak veya kullanılan ortamda bulunmak da tahrişe neden olarak boğaz iltihabı ile sonuçlanabilir. Özellikle meslekleri gereği çok konuşan kişilerde veya bağırma sonrası boğaz iltihabı söz konusu olabilir.
Çok nadir durumlarda boğaz iltihabı şu hastalıkların belirtisi olabilir:
  • HIV
  • Boğaz kanseri

Boğaz ağrısı ve iltihabı nasıl engellenir?

Boğaz ağrısı ve iltihabından korunmak için grip olan kişilerden uzak durun. Ellerinizi bol bol yıkayın. Baharatlı ve asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durun. Sigara içmeyin ve pasif içicilikten kaçının.
Boğaz ağrısı ve iltihabı için ilaç:
  • Azitromisin
  • Sifksim
  • Klaritromisin
  • Klindamisin
  • Eritromisin

Boğaz İltihabı Nasıl Tedavi Edilir?

Evde Uygulanabilecek Tedaviler
Boğaz iltihabı nasıl geçer doğal? Boğaz iltihabı vakalarının çoğu hafif seyreder. Aşağıdaki uygulamalar boğaz iltihabına iyi gelir:
  • Bol su ve sıcak içecek tüketin
  • Tuzlu suyla gargara yapın
  • Meyan kökü çiğneyin veya suya karıştırarak için
  • Bal ve adaçayı tüketmek harika sonuçlar verir
  • Nane veya naneli ürünler tüketin
  • Karaağaç çayı tüketin
  • Okaliptüs buhar tedavisi uygulanabilir
  • Ses tellerinizi dinlendirin
  • Pastil kullanın
Antibiyotik Tedavisi
Birinci maddede yer alan tedaviler uygulandığı halde kırgınlık hissi devam ediyorsa ve ateş 38 derecenin üzerine çıktı ise doktora başvurulmalıdır. Bu vakalarda antibiyotik almak gerekebilir, önemli olan boğaz iltihabının bakteri kaynaklı olmasıdır. Virüs kaynaklı boğaz iltihaplarında ise ağrı kesiciler gibi hastalık belirtilerini azaltacak ilaçlar kullanılabilir.



 Boğaz iltihabı tedavisi
 kırmızı etin yararı
kompostoyu içmek
yaş pastanın faydaları
ZEYTİNYAĞI faydaları
Yakıotunun faydası
Vebaotu Suyu içmek
Tatulanın yararları
Mayasılotunu içmek
Lavantaçiçeğinin şifası
Kasımpatının faydaları
Kenevir Suyu içmek
Ketentohumu yemek
Kurtayağının şifası
İzlandalikenini yemek
Dalakotu Suyu içmek
Dereotunun şifaları
Devekulağının şifaları
Baldırıkara Suyu içmek
Biberiyenin yararları
Binbirdelikotu yemek
Bitotunun şifaları



öz olarak
hoşafın yararları
ÇÖREKOTU şifası
GELİNCİK yararları
MELEKOTU yararı
Yaseminin şifası
Vişnenin şifası
Üvezin faydaları
Sandalağacının şifası
Sarmaşığın faydası
Soyafasulyesi
Söğüdün yararı
Sütleğeni yemek
Raziyaneyi içmek
Rezenenin şifası
Nohudun faydaları
Melisanın faydaları
Karanfilin faydaları
Karnabaharın faydaları
Kayısının faydası
Kediayağının faydası
Kenevirin faydası
Keraviyeyi içmek
Kınakınanın şifası
Kızılcığın şifası
Koni Çiçeğini yemek
Funda Suyu içmek
Ebegümecinin şifası
Ergeç Sakalını yemek
Defnenin yararları
acı yonganın faydası



özde

çikolata yemek
cevizi yemek
ANASON yararı
Fıstık yemek
PIRASA yararı
SOYA faydaları
Söğüdü içmek
Ravendi yemek
Karnabahar yemek
Kekiğin faydası
İtüzümü
Hayıdın şifası
Elmanın şifası
Darının şifası
Ballıbabayı yemek
Biberiye yemek
ardıcın faydaları

Devamını Oku »

23 Şubat 2020 Pazar

Bel ağrısı tedavisi

Bel ağrısı nedenleri, bel ağrısı tedavisi, bel ağrısına ne iyi gelir?

 

Bel ağrısı hareketleri kısıtlayan, yürümeyi, ayakta durmayı, hatta oturmayı dahi zorlaştıran, can sıkıcı ve oldukça da yaygın bir şikayettir. Beli ağrıyanlar genellikle hemen fıtıktan şüphelenir ama yazımızda da göreceğiniz gibi bel ağrısının başka pek çok nedeni olabilir. Ağrı şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterdiği ve tam olarak ölçülemediği için, sadece ağrıdan yola çıkarak bu duruma neyin yol açtığını tahmin etmek güçtür. İyi bir doktor tarafından sorulacak doğru sorularla bel ağrısı stres kaynaklı mı, duruş bozukluğundan mı veya kireçlenmeden mi kaynaklanıyor, teşhis edilebilir.

Bel ağrısı neyin habercisi?

Bel ağrısı, bel bölgesine ait nedenlerle ortaya çıkabildiği gibi karın içerisinde bir aort anevrizması, böbrek taşı ve safra kesesi, pankreas ya da karaciğerde sorun ile kalça eklemi veya eklem hastalıkları varsa da yaşanabiliyor. İç organlardaki hastalıklar da bel ağrısı olarak işaret verebiliyor.
Türk toplumunun %80’i, yaşamlarının bir döneminde mutlaka bel ağrısı çekiyor. Özellikle yetişkinlerde 30 yaşından itibaren bel ağrısı çekme riski artıyor. Ancak bununla birlikte yapılan araştırmalar, bel ağrısı çeken hastaların ilk ağrıda hemen hekime başvurduklarını, ancak ikinci ağrıda artık hekime gitmediklerini gösteriyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kıral, bel ağrılarının yüzde 90’ı mekanik bel ağrısı denilen kas kökenli ağrı olsa da iç organ hastalığı bulunanlar ile kısa süre önce ameliyat geçirenlerin ve kanser öyküsü olanların bel ağrısını ciddiye alması gerektiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Ahmet Kıral, hastaların biraz bilgilendikten sonra tekrarlayan bel ağrılarını hekime başvurmadan ve tedavi olmadan geçirdiklerini dikkat çekiyor. Bel ağrısı çeken kişilerde, ağrı elden ayaktan kesiyor, uyumayı engelliyor veya gece uyandırıyorsa mutlaka dikkate alınması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Kıral, şunları söylüyor: “Özellikle ağrıyla birlikte ateş, titreme, kilo kaybı ya da enfeksiyon varsa, barsak ya da mesane işlevlerinde değişiklik olduysa, uyuşukluk, karıncalanma ya da güçsüzlük hissediliyorsa ve hastanın geçmişinde kanser öyküsü varsa, ağrı başladıktan itibaren en geç iki ay içinde hekime başvurulması gerekiyor”.
Prof. Dr. Kıral’ın verdiği bilgiye göre; Bel ağrılarında; 30 yaş üzerindeki herkes, arthrit ya da osteoporozu (kemik erimesi) olanlar, menopoza girmiş kadınlar, gebeler ve yeni anneler, diyabet, hipertansiyon ve kanser gibi sağlık sorunları olanlar, sigara içenler, kısa süre önce ameliyat geçirenler, enfeksiyonlara açık olanlar ve bel sorunlarına yakalanmaya genetik olarak eğilimli olan kişilerin riski daha yüksek oluyor.

Kas Kökenli Ağrılar

Bel ağrılarının pek çoğu kas kökenlidir. Normalde alışık olmadığınız kadar ağır bir aktivite sonucu, bel bölgesindeki kaslarda gerilme olabilir. Eşya taşımak, bavul taşımak ya da uzun bir yolculuk sonrası beliniz ağrıyabilir ki bu tip ağrılar biraz dinlendikten sonra geçer. Ayrıca mevsim değişiklikleri, rüzgarda kalmak, klima çarpması gibi etkenler de bu kasların tutulmasına ve bel ağrısına yol açabilir.
Bel ağrılarının bir başka sorumlusu da zayıf karın kasları olabilir. Karın kasları zayıf olduğunda, onların tembelliğini örtmek için bel bölgesindeki kaslar devreye girer. Ancak bu kez de bele ekstra yük biner. Doğru duruş şekilleri ve düzenli egzersizle karın kasları kuvvetlendirebilir. Karın kaslarını güçlendirmek beli rahatlatmak açısından önemlidir. Böylelikle beliniz de kolay kolay incinmez.

Stres

Stresin vücudumuza farklı şekillerde zarar verdiğini biliyoruz. Bunlardan biri de bel ağrılıdır. Stres hormonu nedeniyle gerilen bel kasları, bel ağrısına neden olur. Özellikle iş hayatındaki stresle birlikte, gün içerisinde gerilen vücut bu şekilde dışarıya bir imdat çağrısı gönderir. İşini sevmeyenler, tüm gün başka bir yerde olmanın hayalini kuranlar ve stres altında çalışanlar bel ağrısından şikayetçi olabilirler.

Kötü Duruş Pozisyonları

Uzun saatler boyunca hareketsiz bir şekilde oturmak bel ağrılarının en yaygın nedenleri arasındadır. Günümüzde özellikle bilgisayar başından kalkmadan, oturarak çalışan kişilerde bu şikayetlerde artış görülmektedir. Hareketsizliğe bir de kambur oturma eklendiğinde, işler iyice kötüye gitmeye başlar. Kambur oturduğumuzda beldeki kaslar gevşek bir pozisyon alır. Bu kasların gevşek pozisyonu omurları yeterince desteklememeleri anlamına gelir. Bu şekilde hem omurların yıpranma süreci hızlanır hem de disk kaymalarına yol açılır.

Bel Fıtığı

Bel fıtığı, siyatik ya da disk hernisi adlarıyla da bilinir. Ağır kaldırma, zorlayıcı hareketler veya bir kaza sonucu, omurlar arasındaki disklerin bozulması ya da yırtılması sonucu omurlar arasındaki kıkırdak dışarı çıkar ve bel fıtığı meydana gelir. Fıtık nedeniyle bölgedeki sinirlerin sıkışması, bel ağrısına ve zamanla topuğa kadar inen şiddetli ağrılara yol açabilir.
Bel fıtığının farklı türler vardır ve her bel fıtığı mutlaka ameliyat gerektirmez. Fıtık ameliyatında fıtıklaşmış disk boşaltılır. Ameliyat sonrası dikkat edilmezse fıtık yeniden oluşabilir. Sigara içilmemeli, kilo almamaya dikkat etmeli, fazla ağırlık kaldırmamalı ve bel sağlığına uygun bir yatakta uyumalıdır.

Fazla Kiloların Etkisi

Fazla kilolar kişilerin sağlığını pek çok farklı açıdan tehdit eder. Kalp damar hastalıkları, tansiyon, şeker rahatsızlıkları dışında fazla kilolar, bele gereğinden çok yük binmesi ve bunun sonucunda bel ağrısı anlamına gelmektedir.

Bel Kayması

Omur adı verilen ve omurgamızı oluşturan kemikler düz bir çizgi şeklinde ardı ardına sıralanır. Zorlama, düşme, kaza nedeniyle veya yaşa bağlı olarak omurlar bu düz çizgiyi bozup, birbirlerinin üzerine doğru kayabilir ve bu duruma bel kayması denir. Bel fıtığı ile karıştırılır ama bel fıtığında omurlar arasındaki kıkırdak sorun yaratırken, bel kaymasında omurların kendisi yani kemik sorun yaratmaktadır. Omurların kayması sinirler üzerinde baskı veya gerilme yaratır ve bu da bel ve bacak ağrılarına yol açar.
Bel kayması olan kişiler belli bir mesafeyi yürürken bel ve bacak ağrısı yüzünden sık sık durmak isterler. Ağrının yanı sıra bacaklarda uyuşukluk, yanma ve kramp meydana gelir. Ayakta durmak şikayetleri arttırır. Bel kayması farklı derecelerine göre korseleme, fizik tedavi ya da cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir.

Kireçlenme

Eklemlerde uzun dönemde meydana gelen yıpranmalar, vücudun fiziksel baskılara karşı daha dayanıksız olmasına yol açar. Yaşlılıkla birlikte oluşan kireçlenme, pek çoğumuzu etkiler ve zamanla oluşan bu aşınma sorunu, beli de kapsayan ağrılar meydana gelebilir.

Osteoporoz nedir?

Kemik erimesi olarak da adlandırılan osteoropoz aslında kemiklerin yoğunluklarını kaybetmesi ve böylece zayıflamasıdır. Osteoporoz hastalarında boyun ve bel kemikleri sıklıkla etkilenir ve bu hastalarda çökme kırıkları, kronik bel ağrısının başlıca nedenleri arasındadır.

Omurga Kırığı

Omurga kırıkları genellikle bir trafik kazası, spor kazası veya yüksekten düşme gibi talihsiz olaylar sonucu oluşur ancak yaşla birlikte kemik erimesi (osteoporoz) görülen kişilerde de, kemiklerin zayıflamasına bağlı olarak omurga kırığı meydana gelebilir. Kemik erimesi daha çok kadınlarda görülür. En yaygın belirtisi boyun, sırt ve bel ağrısıdır. Ağrı şikayetlerine, kol ve bacaklarda uyuşma, kasılma, hissizlik ve tuvaletini kaçırma gibi şikayetler de eklenebilir.

İltihaplı Romatizma Türü: Ankilozan Spondilit (AS)

Daha çok anne veya babadan geçen ve daha çok genç yaştakileri etkileyen, genetik bir rahatsızlıktır. Bağırsak ve idrar yolu enfeksiyonları ve sedef hastalığı, AS’yi tetikleyebilir. Vücuttaki eklemleri, sırt ve boynu da etkileyebilir ancak en büyük belirtisi iltihabi bel ağrısıdır. Özellikle uzun süre hareketsiz kalındığında artan bir ağrıdır bu. Hastalar, gece uyurken hareketsizlikle başlayan bel ağrısını, sabah uyandıklarında yoğun bir şekilde hissederler. Uyandıktan sonra bel tutukluğu birkaç saat sürebilir. Pek çok bel ağrısı türünün aksine, bu ağrıya dinlenmek değil hareket etmek iyi gelir. Sırt ve boyun ağrıları diğer belirtiler arasındadır ve hastalığın son aşamasında sırtta kamburluk görülür.
Erken teşhisi zor ve çoğu kez fıtık ile karıştırılan bir hastalık olduğundan, yukarıdaki belirtiler size tanıdık geliyorsa, mutlaka bir romatizmal hastalıklar uzmanına başvurmalısınız. Bu şekilde eklem bozuklukları, kamburluk ve şiddetli ağrılar gibi sonuçları olmadan önce, erken teşhis edilebilir.

İç Organlardaki Rahatsızlıklar

Bel bölgesine yakın pankreas, böbrek, bağırsak, karaciğer benzeri organlardaki rahatsızlıklar ve eklem hastalıkları bel ağrısına neden olabilir.

Bel Ağrısına İlişkin Risk Grubu

- 30 yaş üstü kişiler
- Genetik yatkınlık, ailesinde bel ağrısı şikayeti olanlar
- Hamileler ve yeni anne olmuş kadınlar
- Romatizma ya da kemik erimesi şikayeti olanlar
- Menopoz dönemindeki kadınlar
- Sigara tiryakileri
- Yeni ameliyat olmuş kişiler
- Enfeksiyon hastalıkları
- Güreş, halter, kürek, futbol, tenis ve jimnastik sporlarıyla ilgilenenler
- Meslek icabı sürekli ağır kaldıranlar, uzun süre oturanlar
- Sürekli stres altında olanlar
- Şeker ve tansiyon hastaları
- Kanser hastaları


Bel ağrısı tedavisi  

köftenin şifaları
makarnanın şifaları
hoşafın yararları
ÇÖREKOTU şifası
GELİNCİK yararları
MELEKOTU yararı
Yaseminin şifası
Vişnenin şifası
Üvezin faydaları
Sandalağacının şifası
Sarmaşığın faydası
Soyafasulyesi
Söğüdün yararı
Sütleğeni yemek
Raziyaneyi içmek
Rezenenin şifası
Nohudun faydaları
Melisanın faydaları
Karanfilin faydaları
Karnabaharın faydaları
Kayısının faydası
Kediayağının faydası
Kenevirin faydası
Keraviyeyi içmek
Kınakınanın şifası
Kızılcığın şifası
Funda Suyu içmek
Ebegümecinin şifası
Ergeç Sakalını yemek
Defnenin yararları
acı yonganın faydası





öz olarak
çikolata yemek
cevizi yemek
ANASON yararı
Fıstık yemek
PIRASA yararı
SOYA faydaları
Söğüdü içmek
Ravendi yemek
Karnabahar yemek
Kekiğin faydası
İtüzümü
Elmanın şifası
Darının şifası
Ballıbabayı yemek
Biberiye yemek
ardıcın faydaları

 özzde
NANE yemek
Miskçiçeği
Helvacıkabağı
Filiskin
Defne yemek
alıcı yemek

Devamını Oku »

Bayılma Tedavisi

Bayılma veya diğer bir adıyla senkop hemen hemen her yaşta görülebilen beyine ulaşan kan akımındaki azalmaya bağlı olarak meydana gelen bir durumdur. Pek çok nedene bağlı olabilen bayılma hali genellikle oksijen seviyesindeki düşüşün etkisiyle ortaya çıkar. Genellikle kişinin baygınlık halinde şuurunu kaybetmesinden ötürü duruş problemi yaşaması ve yaralanması olağandır. Hastanın yere düşmesiyle beyne ulaşan kan miktarı eski seviyesine ulaşır ve bilinç yerine gelmeye başlar.


Senkop ağırlıklı olarak kalp hastalıklarında ve nörolojik rahatsızlıklarda vücudun gösterdiği bir reaksiyon halidir. Özellikle yaşlı hastalarda baygınlık süreci daha uzundur. Kan damarlarının akış hızına bağlı olan bu durum orta yaşlı ve genç hastalarda minimal sürede sona erebilmektedir. Bir diğer bayılma nedir sorusuna verilebilecek yanıt ise, tıbbi açıdan kalbin kanı pompalama görevini yeterli düzeyde yerine getirememesine bağlı olarak hızla düşen kan basıncının bir karşılığı şeklindedir. Bedenin dik tutulmasından sorumlu olan kasların yeterli direnci gösterememesi kişinin düşmesine sebebiyet verir. Bazı hastalarda psikolojik durum, epilepsi, düşük kan şekeri gibi etmenler de senkop sebebi olabilmektedir.

Bayılma belirtileri nelerdir?

Bayılma öncesinde en sık görülen belirtiler şunlardır;
  • Kalp hızında artış ve bu artışa bağlı çarpıntı,
  • Göğüs ağrısı
  • Terleme
  • Baş dönmesi ve ayakta durmada güçlük
  • Gözlerde kararma ve netlik kaybı
Özellikle kalp hastalığından şüphelenen kişilerde bayılma öncesi meydana gelen çarpıntı ve göğüs ağrısı, bayılma belirtileri için önemli bir kriterdir. Bu tip hastalarda mevcut durumun kalbe bağlı olduğu yönünde bir inceleme yapılabilmektedir. Yüksek kolesterol düzeyi, obezite, sigara tüketimi, diyabet gibi faktörler göz önüne alındığında bayılmanın büyük oranda kalp kaynaklı nedenlerden meydana geldiğini söylemek, gerekli muayene süreci sonrasında mümkün olmaktadır.

Bayılmanın beyinden kaynaklandığı nasıl anlaşılır?

Genellikle bayılmaya birlikte meydana gelen durum, problemin nörolojik bir hastalıktan kaynaklandığına yönelik çıkarsamalar yapmaya yardımcı olacaktır. Çift görme, şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, bayılmayla gelen güç kaybı, konuşma bozukluğu gibi etmenlere bağlı bayılmalarda vertigo hastalığı üzerinde durulmaktadır. Özellikle tekrarlayan bayılmalarda hastanın her senkop durumuyla karşılaşma anında benzer şikayetlerden yakınması nörolojik bir hastalık ihtimalini güçlendirmektedir.

Bayılma için hangi bölüme gidilir?

Bayılma durumu ile karşılaşan bir hastanın öncelikli olarak nörolojik ve kardiyolojik bir muayeneden geçmesi gereklidir. Kişinin özyaşamöyküsü, geçirmiş olduğu hastalıklar, yaş ve yaşam kriterleri de problemin kaynağına yönelik sağlıklı sonuçlar elde etmeye yardımcı olacaktır.

Yapılan testler ve incelemeler sonucunda (tam kan sayımı, EKG, kan şekeri düzeyi, ritim holter, eforlu EKG vb.) kardiyolojik bir rahatsızlık durumunun oluşup oluşmadığı anlaşılır. Eğer hasta bu tip bir rahatsızlık durumuyla karşı karşıya değilse nörolojik muayeneden geçer. Beyinden kaynaklanan bir duruma dair kesin sonuç elde edebilmek için uzman doktor bilgisayarlı tomografi, MR ve EEG gibi incelemeler isteyebilmektedir.

Bayılma ne kadar sürer?

Bayılma süresi genellikle ortalama 1 ile 2 dakika arasında değişmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bayılmanın neden kaynaklandığına yöneliktir. Kişinin baygınlık anından sonra yaşadığı durumun etkisiyle yaş ve hastalık gibi kriterlere de bağlı olarak kendine gelme sürecinde farklılıklar gözlemlenebilir.




Bayılma Tedavisi


lahmacunu yemek
kolanın faydaları
hamsinin şifası
tostu yemek
neskafeyi yemek
gül reçeli yemek
Tahinin faydaları
BROKOLİ yararı
ÇÖREKOTU içmek
DOMATES şifaları
GLİSERİN yemek
SARMISAK faydası
Taflanın faydaları
Şahtereyi içmek
Şalgamın şifaları
Mantarın faydası
Kakaonun şifası
Kantaron yemek
Karanfilağacı yemek
Kebabe Suyu içmek
Kişnişi yemek
Horasanini içmek
Gülün şifaları
Fundanın yararı
Bamyanın faydaları
Besbasenin şifası
Boruçiçeği yemek
alıç Suyu içmek
azgınteke otu

öz olarak
dalağın şifası
Taflan yemek
Karanfilçiçeği
Kasnı yemek
İncir yemek
Fındık yemek
Bademin şifası
ahladın faydası
altınotu

özde
GELİNCİK
zerdeçal
Kayısı
Kediayağı
Gelincik
Banotu
acı yonga
dalak ve BAL



Devamını Oku »
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal...