9 Mayıs 2020 Cumartesi

Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal yağlar ise eczaneden ya da kozmetik mağazalarından aldığınız bu ürünlerden çok daha besleyici ve nemlendiricidir. Bu yazımızda daha sağlıklı saç ve cilt için kullanabileceğiniz 5 doğal yağa yer verdik.



Saç ve Cilt Sağlığı İçin En Faydalı Bitkisel Yağlar

#1. Zeytinyağı

Zeytinyağı neredeyse herkesin evinde bulunur fakat mutfak dışında pek kullanılmaz. Ancak ağır bir yağ olmasına rağmen cildi nemlendirmek için etkili bir yağdır. 1 veya 2 çay kaşığı zeytinyağını cildiniz emene kadar ovarak sürün. Zeytinyağı cildinizdeki nemi tutan bir bariyer oluşturacaktır. Eğer mümkünse organik sızma zeytinyağı kullanın.

#2. Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağı sağlığa olan faydalarından dolayı genellikle süper besinlerden oluştan listelerde bulunur. Bu yağ cilt ve saç derisi için bir nemlendirici olarak zeytinyağı gibi benzer şekilde kullanılabilir. Bir tutam hindistan cevizi yağını ellerinizin arasında ovuşturun ve saçlarınızdaki elektriklenmeyi azaltmak için hafifçe uygulayın. Hindistan cevizi yağı aynı zamanda içerdiği sağlıklı asitler ile antibakteriyel özellik taşıdığı için enfeksiyonları önlemek veya azaltmak için de kullanılabilir. Her gün 1 veya 2 çay kaşığı hindistan cevizi yağı yemek, vücudunuzun hem içi hem de dışı için oldukça faydalı olacaktır.

#3. Jojoba Yağı

Jojoba yağı diğer yağlara oranla daha pahalıdır ancak cildin ürettiği doğal yağa en yakın özellikte olduğu için cilt ve saç için ideal bir nemlendiricidir. Saçlarınızı yıkarken şampuanla birlikte kullanacağınız 1 veya 2 damla jojoba yağı daha canlı ve daha sağlıklı saçlara kavuşmanıza yardımcı olacaktır. Çoğu insan yağlı saç sevmez, ancak jojoba yağı nemlendirici ve saçı düzleştirici etkiye sahip hafif bir yağdır. Jojoba yağı düzenli olarak kullanıldığında kuru kafa derisini besleyerek normalleşmesine yardımcı olur.


#4. Fındık Yağı

Fındık çok lezzetli bir besindir ama daha da önemlisi cilt için harika bir besindir. Fındık yağı çoğu yağlar gibi çok nemlendirici ve aynı zamanda akne (sivilce) oluşumuna müsait cilde sahip olanlar için idealdir. Eğer vücudunuzda çok hızlı sivilce oluşuyorsa, muhtemelen aşırı verimli yağ bezlerine sahip bir cildiniz vardır. Fındık yağı cildi nemlendirdiğinden yağ bezlerinin çalışmasını yavaşlatacaktır ve bu da sivilce oluşumunu engelleyecektir.

#5. Badem Yağı

Badem yağı cilt için en iyi yağlardan birisidir. Badem yağı nemlendirici etkisinin yanında göz çevresindeki koyu renkli noktaların azaltılmasında ve erken yaşlanmayı engelleme ile ölü deri hücrelerinin yok edilmesinde de etkilidir. 1 dakika boyunca kuru cilde masaj yaparak uygulayın ve sıcak nemli bir bezle temizleyin. Badem yağı sedef ve egzamadan muzdarip olanlar için inflamasyonu azaltıcı etkiye de sahiptir.

Devamını Oku »

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Akne Çeşitleri, akne tedavisi

Hepimiz hayatımızın bir döneminde sivilce sorunuyla mücadele etmişizdir. Özellikle gençlik yıllarında tanıştığımız bitmek bilmeyen, geçse bile geride kalıcı izler bırakan sivilceler, çok ciddi olmasa da bir cilt sorunudur. Genellikle ilaç tedavisiyle kontrol edilebilen aknelerin yanı sıra, daha ileri boyutta olan sivilcelerin mutlaka bir cilt uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Akne (sivilce) tedavi edilmeden önce ne tür bir sivilce olduğunun yani akne çeşidinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Çünkü farklı çeşitleri bulunan aknelerin türünün belirlenmesi tedavinin sonuç vermesi adına faydalıdır. Bu yazımızda, akne çeşitleri nelerdir? kistik akne nedir? sivilce akne tedavisi nasıl yapılır? sivilce türleri ve tedavileri  hakkında detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Akne Çeşitleri Nelerdir?

Akne aşırı yağlanma sonucu ortaya çıkan bir sorundur. Ciltteki yağ, kıllar, bakteriler iltihaba ve akneye sebep olur. Aknenin bir çeşidi yoktur, aksine farklı özelliklerde akne çeşitleri bulunmaktadır. İltihaplı ve iltihapsız sivilce çeşitleri mevcuttur. İltihaplı sivilceler, nodül, papül, püstül adı verilen sivilce tipleridir. İltihapsız sivilceler ise, siyah noktalar, kistik sivilce ve beyaz yağ bezesi gibi olan kapalı komedonlardır. Öncelikle iltihaplı olan kırmızı ve daha acı veren sivilce türlerini inceleyelim.

İltihaplı Sivilceler

Nodül;
Diğer akne türlerinden daha büyük olan ağrı ve acı verebilen türdür. Diğer akne çeşitlerine göre daha şiddetli olan ve mutlaka bir dermotoloğun tedavi etmesi gereken akne vulgaris tipidir.
Papül;
İltihaplı, kırmızı renkli ve küçük pembe şişlikler şeklinde olan komedon türüdür. Papüller ciltteki kıl kökü iltihaplandığında oluşur. Kesinlikle sıkılmamalıdır, fazla dokunulması ve sıkılması sivilce izi kalmasına ve durumun daha da kötüleşmesine ve yayılmasına neden olur.



Püstül;
Püstül sivilce ağrılı ve iltihaplı olan, çevresinde kırmızı halka oluşan kabarık sivilce türüdür. Fazla temas edilmesi ve sıkılması durumunda mutlaka iz bırakır. Bu üç sivilce türü iltihaplı sivilce çeşitleridir.

İltihapsız Sivilceler

Siyah Noktalar;
Bir gözeneğin tıkanması sonucu bakteri, yağ, ölü hücrelerin birikmesiyle oluşan siyah noktalar, genellikle yağlı ciltlerde görülmektedir. Siyah noktalar çoğunlukla burun, çene ve alın kısmında bulunurlar.
Kistik Akne;
Bu sivilce türü en şiddetli ve en ağrılı olandır. Görünüşte bir nodül gibi gözükse de içi dolu aknelerdir. Sıkılması daha derin iltihaplanmaya ve daha büyük sorunlara yol açabilir. Bir çok kişinin yaşadığı bir sorun olan kistik sivilce, normalden daha büyük, kızarık ve enfeksiyon sonucu oluşmaktadır. Kistik sivilce nasıl geçer? sorusu sıklıkla karşımıza çıkmakta. Kistik akne tedavisi bazen çok uzun sürebilir ve geride yara izi, çukur görüntü bırakır.
Beyaz Yağ Bezesi;
Genelde göz kapağı etrafında ve yüzde çıkan yağ bezeleri zararsız olup, deri altında çıkan kistlerdir. Yağ bezeleri genetik kolestrol yüksekliği belirtisi olabilmektedir. Tedavisi mutlaka bir hekim tarafından yapılması gerekir. Yağ bezelerini sıkmak enfeksiyona sebep olur ve kalıcı izler bırakır.
Akne Fulminans;
Çok nadir görülen fakat aniden gelişen bir akne türüdür. Genellikle erkeklerde ergenlik döneminde ortaya çıkar. Göğüs, sırt, kol ve yüz bölgelerinde görülür. Eklem ağrısı ve iltihabı, ateş, şişlikle görülür. Mutlaka doktor tarafından tedavi edilmeli ve antibiyotik kullanılmalıdır.


Akne Rosacea;
Gül hastalığı olarak bilinen akne rosacea, genelde yüz ve alın bölgesinde çıkar. Ağrılı, kırmızımsı, iltihaplı, kılcal damar genişlemesi ile seyreden bir cilt hastalığıdır. Kesinlikle hekim tarafından tanı konulmalı ve özel tedavi edilmelidir.

Akne Tedavisi Nasıl Yapılır?

Farklı akne çeşitleri olduğu gibi, akne tedavisi de sivilcenin türene göre değişiklik göstermektedir. Akne tedavisinde en önemli nokta kesinlikle cildin temiz tutulması ve cilt tarafından üretilmekte olan fazla yağın dışarı atılmasına olanak sağlamaktır. Vücudunuzun herhangi bir yerinde çıkan sivilceye fazla temas etmek sivilcenin yayılmasına, aknelerin sıkılması ise sivilce izi kalmasına sebep olur. Bu nedenle sivilcelerinizi kesinlikle sıkmamalısınız.
Genetik faktörler sivilceye sebep olduğu gibi, iklim, hava şartları, cilt tipi, stres, depresyon ve hormonal değişiklikler akne oluşmasına sebeptir. Akne tedavisi süresince yağlı besinlerden uzak durulmalıdır. Bir dermotolog gözetiminde yapılan akne tedavilerinde, sivilce ilaçları, kimyasal peeling, ışık terapisi, antibiyotik, losyon, krem ve bazı sabunlar önerilebilir. İltihapsız ve kist şeklinde olan sivilce türleri için, kortikosteroid enjeksiyonu da kullanılabilir. Kısacası, hekiminiz akne türüne göre sivilce tedavisi uygulayacaktır.

Akne tedavisi lazer ile de yapılmaktadır. Lazer ile yapılan tedavilerde cildin alt dokusu yenilenir ve gözenekler küçülür. Cildin yağ üretimi % 25 azalır. Kistik akneler, nodüller, siyah noktalar, beyaz uçlu sivilceler de daha ilk seansta azalma olur.
Akne tedavisi 4 ay kadar uzun sürebilir. Bu süreçte yağlı nemlendiriciler, kozmetik ürünler, yağlı güneş kremleri kullanılmamalıdır.

Akne Tedavisinde Sürülerek Kullanılan Sivilce ilaçları

  • Antiseptik Deri Temizleyicileri
  • Benzoyl peroxide
  • Azelaik Asit
  • Antibiotikler: Clindamisin, Eritromisin, Sodium Sulfacetamide, Nadifloxasin
  • Retinoidler: Tretinoin, Adapalene, Tazorac, Isotretinoin
  • Niacinamide İçeren Ürünler
  • Salisilik Asitli ve Meyve Asitli Ürünler

Akne Tedavisinde Oral Kullanılan İlaçlar

  • Antibiyotikler
  • Isotretinoin
  • Hormon ilaçları( sadece kadınlara tavsiye edilmektedir)

Bitkisel Akne Tedavisi

Akne tedavisi için elinizin altında olan, her zaman evimizde bulunan bazı bitkilerden yararlanabilir, sivilceleri yatıştırabilirsiniz. Sadece kullanılan ilaçlar ve uygulanan bitkisel yöntemler bazen yeterli olmayabilir. Mutlaka beslenmenize, uyku düzenine ve cilt temizliğine özen gösterilmelidir.
Akne tedavisi için şifalı bitkilerden faydalanmak istediğinizde cildinize uygulamadan önce mutlaka bileğinizin iç kısmında denemeli, cildinizin alerjik reaksiyon gösterip göstermediğini kontrol etmelisiniz. Akne tedavisinde etkili olan doğal ürünler, aloe vera, çay ağacı yağı, yeşil çay, elma sirkesi gibi ürünlerdir.
Akne problemine doğal ürünlerle çözüm bulmak istiyorsanız, diğer makalelerimizi okuyabilirsiniz.

şifaları

ceviz yemek
Elma sirkesi
Kiraz yemek
İnciri yemek
Elmayı yemek





Devamını Oku »

10 Nisan 2020 Cuma

Kalp Yetersizliği ve tedavisi

Kalp, her atımda kasılıp gevşeyerek vücuda kan pompalayan bir kastır. Kalp yetersizliğinde kalp doğru şekilde çalışamayacak kadar zayıf düşer. Bu kalbin yeterince kuvvetle kasılamadığı veya yeterince kanla dolamadığı anlamına gelir; böylece vücuda daha az kan pompalanmış olur.



Kalp yetersizliği genellikle kalp damar hastalığı, kalp krizi veya yüksek tansiyon gibi hastalıklar nedeniyle kalp kasının zarar görmesinden kaynaklanır. Kalp yetersizliğine neden olabilecek diğer hastalıklar şunlardır:
  • Kalp kapağı ve kalp kası hastalıkları
  • Doğumsal kalp hastalıkları
  • Şeker hastalığı
  • Kronik böbrek yetersizliği
  • Akciğer hastalıkları
Kalp yetersizliği ciddi bir hastalık olup zamanında tedavi edilmediğinde hayati tehlike riski taşır. Bununla birlikte, zamanında fark edilip uygun bir şekilde tedavi edilirse hastalar uzun ve kaliteli bir yaşam sürebilir.
Kalp Yetersizliğinin Belirtileri
Kalbin vücuda yeterli miktarda kan pompalayamaması sonucu akciğerler ve vücudun değişik bölgelerinde sıvı birikimi meydana gelir. Bu durum çeşitli belirtilere neden olur. Yaygın görülen belirtiler:
  • Nefes darlığı
  • Yorgunluk
  • Şişme (ödem)
  • Hızlı kilo alma
  • Öksürük
Bunlara ek olarak öksürük, iştahsızlık, geceleri sık idrara çıkma, çarpıntı gibi başka belirtiler de görülebilir. Bir hastada bu belirtilerden biri ya da bir kaçı mevcut olabilir. Eğer hasta uygun tedavi altında ise yukarıdaki belirtilerden hiç birisi bulunmayabilir.

Kalp Yetersizliği tedavisi

kurufasulyenin yararları
çözülebilir kahvenin faydaları
ezogelin çorbasının yararları
yaprak sarmasının yararı
Isırgan otunun faydaları
Ökseotunun yararları
Yabanmersini Suyu içmek
Şerbetçiotunun yararı
Peygamberçiçeği Suyu içmek
Kurtpençesinin faydaları
Hercaimenekşenin yararları
özde
kurufasulye yemek
maden sodasının faydaları
kelle paça çorbasını yemek
fındık içinin yararları
Şerbetçiotunu içmek
Şimşir Suyu içmek
Melekotunun şifası
Böğürtlenin şifaları

Devamını Oku »

17 Mart 2020 Salı

Prostat İltihabı Tedavisi, şifalı bitkiler yiyecekler

Prostat İltihabı Belirtileri Prostat iltihabı belirtilerinin bir kısmı şunlardır:





  • Yüksek ateş, titreme
  • Ciltte kızarma
  • Alt karında, kasık kemiği civarında, belde, apış arasında, anüste veya testislerde ağrı
  • Sertleşme sorunları, boşalma esnasında ağrı veya menide kan
  • Büyük tuvalet esnasında ağrı
  • Boşaltım sistemi ile alakalı olası belirtiler şunlardır:
    • İdrarda kan
    • İdrar yaparken ağrı veya yanma
    • Kötü kokulu idrar
    • İdrar akışında zayıflık
    • Sık sık acil idrara çıkma isteği

    Prostat İltihabı Nedenleri

    Prostat iltihabına çoğu zaman bakteriler neden olur. İdrar yolları iltihabına neden olabilen herhangi bir tür bakteri prostat iltihabına da neden olur.

    1)  Öncü Hastalıklar

    Aşağıdaki hastalıklar bir süre sonra prostat iltihabına evirilebilir:
    • Epididimit: Sperm depolayan testis üzeri dokularının iltihabı
    • Üretrit
    • Diğer idrar yolu iltihapları
    Bu hastalıklara genellikle otuz beş yaş üzeri kişilerde rastlanmaktadır. Sorumlu bakteri çoğunlukla E. colidir.

    2)  Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

    Bazı cinsel yolla bulaşan hastalıklar prostat iltihabına neden olur.
    Sık karşılaşılan örnekleri şunlardır:
    • Gonore (bel soğukluğu)
    • Klamidya
    Aşağıdaki durumlarda bu tür hastalıkların bulaşma riski daha fazladır:
    • Korunmasız cinsel ilişkiye girmek
    • Birden fazla cinsel partner edinmek
    • Korunmasız anal ilişki

    3)  Mesane Çıkışı Obstrüksiyonu

    İdrar torbası çıkışındaki tıkanmadır. Aşağıdaki nedenlerle görülebilir:
    • Prostat büyümesi
    • İdrar torbası taşları
    • İdrar torbası tümörleri
    • Prostat bezinde, anüste veya alt karında oluşan tümörler
    • Posterior üretral valf: Çocuklarda görülen doğuştan gelen bir tür doku katlantısı hastalığı

    4)  Diğer Nedenler

    İdrar yolunu veya prostat bezi ile ilgili aşağıdaki problemler de prostat iltihabına neden olabilir:
    • Sünnet derisinin penis başının çıkışını engelleyecek şekilde daralması
    • Erbezi torbası ve anüs arasında kalan bölgeye darbe almak
    • İdrar yoluna sokulan boşaltım kateterleri
    • Sistoskopi (idrar yolu görüntüleme işlemi)
    • Prostat bezi biyopsisi olmak (prostat bezinden örnek parça alınması)

    Prostat İltihabı Tedavisi

    1)  İlaç Tedavisi

    Antibiyotikler: Prostat iltihabı ile mücadele esnasında genellikle ampicillin ve gentamicin gibi antibiyotik ilaçlar kullanılır. Dört ila altı hafta arasında kullanım önerilebilir.

    Aşağıdaki ilaç tedavileri de önerilebilir:
    • Parasetamol veya ibuprofen içerikli ağrı kesiciler
    • Büyük tuvalet esnasında ağrı yaşamamak için laksatifler
    • Prostat büyümesi varsa alfa bloker ilaçlar (tamsulosin, alfuzosin, doxazosin gibi): Prostat bezi civarındaki kasları gevşeterek idrarı kolaylaştırırlar.
    • Quercetin gibi kanama önleyiciler
    • Finasteride: Prostat küçültücü ilaç
    • Şiddetli vakalarda amitriptline ve gabapentin gibi etkili ağrı kesiciler

    2)  Yaşam Tarzı Uygulamaları

    Bol Su: Gün içerisinde bol bol su ve sıvı tüketin. Bu sayede daha sık idrara çıkarak bakterileri prostatınızdan atarsınız. İdrarınızı da tamamen boşaltın.
    Bazı Yiyeceklerden Kaçının: Baharatlı gıdalar, asitli veya kafeinli (kahve gibi) içecekler ve alkol idrar torbanızı tahriş ederek prostat iltihabı belirtilerini şiddetlendirebilir. Bu yiyecek ve içecekleri tüketmeyin.
    Aktif olun: Egzersiz yapmak hastalık belirtilerini hafifletecektir.
    Uzun süre oturmayın: Otururken de prostat bezinize olan baskıyı azaltmak için altınıza minder veya yastık alın.
    Bazı Aktivitelerden Kaçının: Bisiklete binmek gibi testislerinize veya kalçanıza baskı yapacak aktiviteler prostat iltihabı belirtilerini şiddetlendirebilir.

    3)  Besin Takviyeleri

    Çinko: Antibiyotiklerin çinko destekleri ile daha iyi sonuç verdiği düşünülüyor. Prostat bezinin küçülmesinde etkilidir. Yüksek dozda alınırsa yan etki gösterir.
    C Vitamini: E. Coli bakterilerinin üremesini yavaşlatarak prostat iltihabı tedavisinin sürecini kısaltır.
    Omega 3 yağ asitleri: İltihapla mücadelede vücuda yardım eder. Aspirin gibi kan inceltici ilaçlarla birlikte alındığında kanama riskini artırabilir, dikkatli olunmalıdır.
    Kabak çekirdeği: Faydaları ispatlanmamış olsa da tarihten bu yana prostat iltihabı için kullanılmaktadır.
    Kuersetin: Güçlü bir antioksidandır. Bakteriyel olmayan kronik prostat iltihabı ile mücadele eder. Bromelayin suyu ve papaya ile birlikte kullanıldığında daha etkili olmaktadır. Yüksek dozda alınırsa böbreklere hasar verebilir. İki ay boyunca aralıksız kullanılmamalıdır.
    Karaçayır poleni: Bakteriyel olmayan prostat iltihabına iyi geldiği düşünülüyor.

    4)  Prostat Masajı

    Doktor tarafından özel jeller kullanılarak anüs kanalından prostat bezine masaj uygulanabilir.

    5)  Prostatektomi

    Prostat bezinin alınması işlemidir. Prostat bezinde küçük yumru ve taşlar meydana gelirse gerekli hale gelebilir. Nadiren ihtiyaç duyulur. Bu taşların sürekli tekrarlayan prostat iltihabına neden oldukları düşünülüyor.

    Prostat İltihabı Tedavisi

    kurufasulyenin şifaları
    ezogelin çorbasının şifaları
    Uyuzotu Suyu içmek
    öz
    Yerelması Suyu içmek
    Turunçun yararları
    Sıracaotu Suyu içmek
    Karanfilağacının yararları
    Kasıkotunun faydaları
    Gülhatminin yararları
    özde
     karidesin yararları
    Enginarın yararları
    Limon Suyu içmek
    Marul Suyu içmek
    Tarçın Suyu içmek
    Üzümün faydaları
    Sarısabırın faydaları
    Sütleğenin şifası
    Papatyanın faydaları
    Meryemotu yemek
    Muşmulayı yemek
    Kasnının yararları
    Kazayağının şifaları
    Filiskinin faydaları
    Ciğerotunu yemek
    ardıç tohumu yemek
    öz olarak
    kestaneyi içmek
    cevizin şifası
    Tarçının şifası
    Yapışkanotu
    Üzerliği içmek
    Şalgamın faydaları
    Sakızağacını içmek
    Sarısabır yemek
    Sassafrası içmek
    Suyosunu
    Ravendin şifası
    Rokanın yararı
    Pancarın şifaları
    Pazının şifası
    Pelinin yararı
    Kakaonun faydası
    Karamuğu yemek
    Kedinanesi yemek
    Kimyonu içmek
    Koruğu yemek
    Hıyarın yararı
    Hurmayı yemek
    Gülün faydaları
    Gülhatmi yemek
    Dişbudak ağacı yemek
    Badem Suyu içmek
    Besbasenin faydası
    acı ağaç Suyu içmek

     

    Devamını Oku »

    12 Mart 2020 Perşembe

    Osteoporoz Nedir? Tedavisi nedir ... şifalı bitkiler


    Vücutta bulunan kemiklerin sertliğinin azalmasına bağlı olarak kalitelerinin bozulması, zayıflaması ve kıralabilir hale gelme durumuna denilmektedir. Bu hastalık tüm iskelet sistemini etkileyen ve zarar görmesine neden olan bir hastalıktır. Osteoporoz günümüzde sıklıkla görülen bir hastalık haline gelmiştir. Aynı zamanda en sık görülen kemik hastalığıdır. Osteoporoz tedavi edilebilir ve önlenebilir hastalıklardan biridir. Bu nedenle önceden önlem almak önem taşımaktadır. Dünyada bu hastalık gitgide hızla yayılmaktadır. Yaşı ilerleyen her insanda görülmektedir. Yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı görülen hastalık dünyada yaşlı nüfusun artmasıyla daha sık yaşanmaya başlamıştır. 



    Osteoporoz ve osteoporoza bağlı kırıklar yaşanmakta ve artış görülmektedir. Genellikle kadınlarda sık görüldüğü bilinen osteoporoz, erkeklerin de sorunu olmaktadır. Günümüzde en çok kadınlar bu hastalığı yaşamaktadır fakat erkeklerin de bu konuda önlem alması gerekmektedir. Bu hastalık genel olarak yaşlılığa  bağlı nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Genellikle 50 yaş üzeri olan her 3 kadından 1' i her 5 erkekten 1' i hayatında bu döneminde kırık yaşayacaklarını belirtmektedirler. Genel olarak 45 - 50 yaş arası kadınlar kemik yoğunluk ölçümlerini yaptırılması gerekmektedir. 65 yaş altı kadınlarda ise risk faktörleri var ise ve daha önce kırık yaşamış ise tarama yaptırması gerekmektedir. Bu durum erkekler de farklılık göstermektedir. Kemik yoğunluğu ölçümü ve taramasının erkeklerde hangi dönemlerde yaptırması gerektiği belirtilmemiştir fakat erkeklerin de rutin olarak tarama yaptırması gerekir.



    Osteoporoz, kemiklerin daha gözenekli ve giderek daha güçsüz ve kırılgan olmasına yol açan bir hastalıktır ("osteo" kemik, "poroz" da gözenekli anlamına gelir).
    En sık görülen metabolik kemik hastalığı olan osteoporoz düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize bir iskelet sistemi sorunudur.
    50 yaşın üzerinde her üç kadından birinde (meme kanserinden fazla) ve 50 yaş üzerinde 5 erkekten birinde (prostat kanserinden fazla) görülmektedir. Her yıl Amerika Birleşik Devletlerinde 1.5 milyon kırığa neden olduğu bildirilmektedir.
    Sağlıklı kemik yoğun ve güçlüdür ve büyük miktarda basınca dayanabilir. Ancak, osteoporoz geliştiğinde, kemikler incelir ve kırılgan bir hal alır ki bu, kemiklerin kırılma olasılığını arttırır.
    Vücudumuzda, bir taraftan yaşlı kemiklerin yıkımı olurken diğer taraftan yeni kemiklerin oluşturulduğu bir denge söz konusudur. Bu dengede, kemik yıkımının çok fazla olması ya da yenilenmenin yeterli olmamasına bağlı oluşan dengesizlik, osteoporoza neden olur.
    Bu dengesizliğe katkıda bulunan en önemli etken menopozdur. 30'lu yaşların ortalarına kadar, çoğu kadın kaybettiğinden daha fazla kemik kazanır. Daha sonra, bu denge genellikle değişir ve kaybedilen kemik miktarı ile yerine konan kemik miktarı aşağı yukarı eşit olur. Ancak, menopoz sırasında hormonal değişiklikler, yani östrojen (kadınlık hormonu) düzeylerinin azalması kemik kaybını hızlandırır. Bu kemik kaybı ciddi bir düzeye ulaştığında, o kişide osteoporoz gelişir.

    Osteoporoz'un yol açabileceği etkiler nelerdir?

    Erken evrede osteoporoz, fark edilebilecek nitelikte çok az fiziksel değişikliğe yol açar. Ancak, hastalık ilerledikçe özellikle omurga, el bilekleri ve kalça kemiklerinde basit travmalarla kırıklar oluşabilir. Kemik kaybı kişide ağrılara, boy kısalmasına, hareket kısıtlılığına ya da omurganın eğrilmesine dahi ("kocakarı kamburu" olarak da bilinir) yol açabilir. Bu fiziksel belirtiler kişinin kendine güveninin ve gücünün azalmasına neden olabilir. Aynı zamanda, sağlıklı, aktif bir yaşam sürdürme yeteneği de dahil, kişinin başka birisine bagımlı kalma durumu dahi olabilir. Osteoporozla savaşmak için çeşitli yollar vardır. Bunlardan en önemlisi, osteoporozun erken dönemde saptanması, diğeri de tedavisidir.

    Kimler RİSK altındadır?

    En çok risk altında olanlar menopoz dönemindeki kadınlardır. Menopoz genellikle yaklaşık 50 yaşında başlar, ancak her hangi bir nedenle yumurtalıkları alınmış kadınlarda daha erken yaşta da başlayabilir. Menopoz sonrası dönemdeki kadınlar dışında risk altında olan başka gruplar da bulunmaktadır. Kemik kaybına en çok eğilimi olan kadınlar, ailesinde osteoporoz öyküsü olanlar, beyaz ırktan ve Asyalı kadınlar, ince, küçük kemik yapılı kadınlardır.

    Osteoporoz riskine katkıda bulunabilecek diğer etkenler:

    • Sigara
    • Çok fazla alkol tüketimi
    • Çok az egzersiz
    • Çok az kalsiyum alımı (şimdi ya da çocukluk çağında)
    • Küçük bir kaza sonucu geçirilmiş kemik kırığı
    • Steroidler (astım ve artrit tedavisinde sık kullanılırlar) ve tiroid hormonu (çok yüksek dozda) gibi belirli ilaçların kullanımı
    • Erken menopoz (45 yaşından önce)

    Osteoporoz ile ilişkili olan hastalıklar:

    • Çölyak hastalığı
    • Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım bronşiale
    • Hiperparatiroidi
    • Hipertiroidi
    • İnflamatuvar barsak hastalığı
    • Böbrek taşı hastalığı
    • Romatoid artrit hastalığı
    • Kanser

    Osteoporoz ile ilişkili kemiğe olumsuz etkisi olan ilaçlar:

    • Epilepsi ilaçları
    • Meme kanseri için kullanılan bazı ilaçlar
    • Kortizon
    • Proton pompa inhibitörleri
    • Selektif seratonin geri alım inhibitörleri
    • Tiroid hormon tedavisi
    • Lityum
    • Metotrexat
    • Antiasitler

    Değiştirilemeyen risk faktörleri:

    • Yaş
    • Kadın cinsiyet
    • Aile öyküsü
    • Daha önceki kırık öyküsü
    • Irk, etnik köken
    • Menopoz, histerektomi
    • Uzun süreli glukokortikoid tedavi
    • Romatoid artrit
    • Erkekte primer/sekonder hipogonadizm

    Değiştirilebilen risk faktörleri:

    • Alkol
    • Sigara
    • Düşük vücut kütle indeksi
    • Beslenme sorunları
    • Vitamin D yetersizliği
    • Yetersiz egzersiz
    • Diyet ile düşük kalsiyum alımı
    • Sık düşmeler

     Osteoporoz Tedavisi
    uykuluğun yararları
    üzüm hoşafının şifaları
    irmik helvasının şifaları
    Melekotunun yararları
    Tavşankulağının faydaları
    Okaliptus Suyu içmek
    Mayasılotunun yararı
    Melekotunun yararları
    Kabakulakotunun faydaları
    Kuzukulağının faydaları

    öz olarak
    kırmızı etin yararı
    kompostoyu içmek
    yaş pastanın faydaları
    dereotunun şifaları
    Vebaotu Suyu içmek
    Tatulanın yararları
    Mayasılotunu içmek
    Lavantaçiçeğinin şifası
    Kenevir Suyu içmek
    Ketentohumu yemek
    Kurtayağının şifası
    İzlandalikenini yemek
    Dalakotu Suyu içmek
    Dereotunun şifaları
    Devekulağının şifaları
    Baldırıkara Suyu içmek
    Biberiyenin yararları
    Binbirdelikotu yemek
    Bitotunun şifaları

    özzde
    köftenin şifaları
    makarnanın şifaları
    hoşafın yararları
    bademyağının yararı
    Ebegümecinin şifası
    Fesleğenin faydaları
    Nanenin yararları
    Sarmısağın şifası
    Zencefilin yararı
    Yaseminin şifası
    Vişnenin şifası
    Üvezin faydaları
    Sandalağacının şifası
    Soyafasulyesi
    Söğüdün yararı
    Sütleğeni yemek
    Raziyaneyi içmek
    Rezenenin şifası
    Pırasayı yememek
    Nohudun faydaları
    Melisanın faydaları
    Karanfilin faydaları
    Karnabaharın faydaları
    Keraviyeyi içmek
    Kınakınanın şifası
    Kızılcığın şifası
    Koni Çiçeğini yemek
    Funda Suyu içmek
    Ebegümecinin şifası
    Ergeç Sakalını yemek
    Defnenin yararları
    Bakla Suyu içmemek
    acı yonganın faydası

    Devamını Oku »

    9 Mart 2020 Pazartesi

    Mide yanması ve Tedavisi

    Mide yanması, özellikle yetişkinlerde görülse bile her yaşta rastlanabilecek bir rahatsızlıktır. Bu hastalıktan muzdarip iseniz ilk olarak mide yanması neden olur sorusuna cevap verebilmeniz ve midenize dokunacak yiyecek ve içeceklerden uzak durmanız gerekir. Mide yanmasına iyi gelen yiyecekleri bilmeniz halinde ise kendiniz evde doğal bir çözüm üretebilirsiniz. Peki mide yanması neden olur? Sebepleri nelerdir? Mide yanmasına ne iyi gelir?

     

    Mide yanması neden olur? Mide yanması hangi hastalıkların belirtisi olabilir? Tedavisi var mı? Hamilelikte mide yanmasını önlemek için neler yapılabilir? Mide yanmasına ne iyi gelir?
    Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Kasım Kazbay, mide yanması şikayetleriyle ilgili merak edilenleri anlatıyor…
    Mide yanması nedir?
    Mide asidinin yemek borusuna doğru kaçak yapması sonucu yemek borusundan gırtlağa doğru oluşan yanma, ekşime hissidir. Midenin değil, yemek borusunun ve gırtlağın yanmasıdır bu aslında. Bazı insanlar her gün bazıları da ayda birkaç kez bu sorunu yaşarlar. Toplumun yaklaşık yüzde 30-40’ında mide yanması şikayeti görülür. Yanma şikayeti, yenilen gıdaların türü ve midenin ne kadar dolu olduğu ile bağlantılıdır.
    Mide yanması neden olur?
    Mide yanmasını artıran gıdalar, genellikle yemek borusu ile midenin birleştiği bölgedeki kasın gevşekliğine yol açan gıdalardır.
    Domates, soğan, sarımsak, baharatlı yiyecekler, kızartmalar, bazen nane ve çikolata, mide yanmasına sebep olabilir. Mide yanmasının yan etkileri olarak yemek borusunda yara açılması, bu bölgede bir yara dokusu oluşarak darlığa yol açması, buradaki mukozanın değişerek kansere doğru gitmesi durumlarında da daha ciddi şikayetlere dönüşebiliyor.
    Mide yanması nasıl tedavi edilir?
    Mide yanması tedavi yöntemlerinden biri ilaç tedavisidir. Ya midedeki asidi nötralize eden ilaçlar (antiasit ve karbonat) ya da midede asit salgısını engelleyen ilaçları kullanıyoruz. Bunları kullanırken hastaların mutlaka doktora danışmaları ve ne kadar süreyle kullanacaklarını belirlemeleri gerekir.
    Endoskopik tedavi yöntemleri henüz çok yerleşmedi ama bazı hastalarda faydalı olabiliyor. Gittikçe yaygınlaşan cerrahi yöntemler ise özellikle genç ve şikayetleri ciddi olan hastalarda kullanılıyor. Ameliyat ile yemek borusunun alt ucundaki sfinkterin (kas lifleri halkası) daha daraltılması, midenin bu yemek borusu çevresine sarılarak, oradaki reflünün önüne geçilmesi sağlanıyor.

     

    Mide yanması yaşandığında rahatlamak için ne yapılabilir?
    Mide yanmasının anlık ve uzun süreli tedavisinde kullanılan çok sayıda ilaç vardır. Hastalığı nötralize edebilecek süt ya da içinde asit olmayan içecekler, anlık tedaviler için faydalıdır. Ya da antiasit tarzındaki emme pastilleri, etkisini hemen göstererek yardımcı olabilir.
    Daha uzun süreli etki için kullanılan ilaçlar, histamin blokerleri ya da proton pompa inhibitörleridir.
    Antiasit tarzındaki ilaçların sürekli kullanılmasının ciddi bir sakıncası yoktur. Vücuttaki asit alkolü dengesini bir miktar bozabilir ama bu tarz etkileri sık görülmez. Antiasitlerin etki süresi çok kısadır. Birkaç saat sürebilir. Bu nedenle özellikle yatarken herhangi bir korunma sağlamaz.
    Uyku esnasında yerçekiminden dolayı reflü sıkıntısı daha fazla arttığından, bu süre içinde yemek borusu tamamen korunmasız kalır ve bu da yemek borusunda hasara yol açabilir.
    Mide yanması yaşamamak için ne yapılabilir?
    Reflüyü artıran şikayetler, kanın içindeki basıncın artmasından kaynaklanır. Dar giyinmek ve kilo alınması buna yol açabilir. Kilo vermek, reflü şikayetlerini ciddi olarak azaltır.
    Dar giyecekler, dar kemer kullanmaktan sakınmak gerekir.
    Baharatlı yiyecekler, özellikle kimyon, çikolata, kızartma, aşırı yağlı yiyecekler, fazla alkol, fazla kafein, naneli yiyecek ve içecekler reflü şiklayetlerini artırabilir.
    Mide yanması başka hastalıkların göstergesi olabilir mi?
    • Mide yanması, erozif gastrit dediğimiz, mide yüzeyinin aşınması sonucu oluşabilir. Bu, çok fazla aspirin ve romatizma ilacı kullanan kişilerde görülebilir.
    • Ülser durumlarında,
    • Midedeki kanser durumlarında,
    • Midenin poliplerinde, divertiküllerinde (bağırsak duvarının kesecik halinde dışarıya doğru çıkması) ortaya çıkabilir.
    • Mide-bağırsak tembelliğinde, safra kesesinden safra yolları vasıtasıyla bağırsağa akan safra geriye kaçabilir. Midede bir safra reflüsü meydana gelebilir. Bu durumda yanma oluşur.
    Mide yanması ile kalp krizi ağrısını karıştırmamak gerekir.
    Hamilelik deneminde yaşanan mide yanmasının önüne nasıl geçilir?

    Hamileliğin erken döneminde bulantı şikayetleri görülür ve bunun nedeni bilinmiyor. Geç döneminde de mide yanması ya da ekşimesi şikayetleri görülür. Sebebi de bebeğin aşağıdan büyüyerek mide üzerine baskı yapması ve mide içeriğini yukarı doğru itmesi, bunun neticesinde de mide asidinin yemek borusuna doğru geri kaçmasıdır.
    Hamilelik sırasında yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur. Ama yanma şikayeti çok fazlaysa, ilk aşamada antiasit tarzındaki ilaçları kullanarak mide asidini nötralize etmeye çalışırız. Hamileler, daha küçük porsiyonlarda yemek yemeli ve mide doluyken yatmamalılar.

    Mide Yanması Nedir? Nasıl Oluşur? Detaylı Bilgi

    Sadece ve büyük bir yemek memnun kaldım televizyonun karşısında zaman olur rahatlatıcı vardır. Sanki yangın var bir yanma hissi oluşturmak için üst karın, göğüs arkasında başlar ve göğüs yapar hissediyorum. Yanma ve ağrı diyaframınızdan boğazını ve tüm şekilde seyahat edebilir ekşi bir tat ve gıda yeniden hissi eşliğinde olabilir ağzınıza girme.
    Sen ciddi mide ekşimesi sorunum konum.
    Adına rağmen, mide kalp ile ilgisi yok. O zaman mide asidi yemek borusu astar temas, tahrişe neden geliyor oluşan sindirim problem var. Çoğu kişi mide ekşimesi bazen, bir yemekten sonra genellikle acı. Nasıl ne zaman durum kronik olarak kabul edilir biliyorsun? Kaynakwh:
    Eğer ayda bir kez, o hafif olarak’s ekşimesi. Eğer haftada bir mide ekşimesi, o orta’s. O zaman mide ekşimesi bu kabul günlük şiddetli oluşur’s.
    Yetişkinlerin% 20 ekşimesi olacak bir ay en az bir kere. Onlar diyet değişikliği ile, içinde bu rahatsız bölümleri yönetebilir-kaybetmek antasitler ve ağırlık sayacı. Bile olan ılımlı ekşimesi muzdarip çoğu bu ilaçları ile kabartma bulabilirsiniz. Ama yetişkinlerin yüzde beş ile on beş için, onların ekşimesi şiddetlidir. Onlar için, yukarıda ilaçları sadece kısmi veya geçici rahatlama sağlar bahsettiniz.
    Mide yanması Nedenleri ne?
    Mide yanması mide asit refluxes – yedekler neden olur – özofagus içine. Bu nedenlerle bir dizi oluşabilir:
    * Zaman alt özofagus sfinkter (LES), bu mide mide asidi tutar vana, zayıflamış veya rahat ve doğru düzgün iş yapmaz. Bu Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) en yaygın belirtisidir.

    Mide yanması için Yönetme
    Size mide ekşimesi birkaç öz bakım ilaçları ile kabartma bulabilirsiniz. Bu yapmayı da içerir birkaç yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri.
    İşte birkaç öneri:
    * Küçük yemek üç büyük öğün yerine sık yiyin.
    Bu mide asidi aşırı üretim önlemeye yardımcı olacaktır.
    Yavaş yiyin *.
    Yemek yerken çatalını koymak veya ısırıkları arasında aşağı kaşık size yavaşlatacak yardımcı bir yolu.
    * Yatağa tam bir mide ile gitmeyin.
    Kalmak kadar en az üç saat yatmadan önce son bir yemek veya büyük çerez yedikten sonra. Bu asit düzeyleri şansı önce vücudunuzun bir konumda nereye ekşimesi daha oluşma olasılığı daha yüksektir azaltmak için verir.
    Birkaç santim senin yatağın baş * kaldırın.
    Ile baş yüksek, o gece reflü önlemeye yardımcı olacaktır.
    Senin mide ekşimesi kaçının * tetikler.
    Gıdalar ve mide ekşimesi tetikleyebilir içecek örnekleri kahve (kafeinsiz kahve dahil), alkol vardır, yağlı gıdalar, kafein içeren içecekler ve gıdalar, soğan, nane, çikolata, turunçgiller ve suları, domates.
    * Sigarayı bırakın.
    Nikotin, bu özofagus ve mide ve asit-özofagus girmesini mide içeriği içeren engeller arasında açılış kontrol kas alt özofagus sfinkter zayıflatabilir.
    Gevşek Giyim * dar giysiler.
    Sıkı giysi midsection sıkar ve mide içeriğinin yukarı itmek eğilimindedir.
    * Kilo verin.
    Eğer kilolu iseniz, kilo kaybetme senin belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir.
    Sakız çiğnemek *.
    Sakız olan dilutes ve mide asidi dışarı basması tükürük, üretimi teşvik kısa vadeli ekşimesi rahatlama sağlayabilir.
    * İçme sıcak sıvılar.
    Yemekten sonra sulandırmak için ılık su veya bitki çayı bir bardak İçme ve mide asidi dışarı yıkayın.

    Hamilelerde Mide Ve Boğaz Yanması

    Hamilelerde Mide ve Boğaz Yanması
    hamilelikte mide yanması – hamilelikte boğaz yanması – mide ve boğaz yanması için öneriler
    Gebelerde mide yanması hormonlar ve karın içinde büyüyen rahim nedeniyle, asit mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına bağlı tahriştir. Erken gebelikte daha çok aşerme ve bulantı-kusmaya bağlı oluşan bu yakınma, boğazda yanma,gebelik ilerledikçe kabızlık, hazımsızlık ve gaz gibi sorunlarla birlikte giderek artan şidette görülür.
    Öneriler
    · Sık ve küçük öğünler halinde yiyin
    · Mide yanmanızı arttıran hareketler ve pozisyonlardan kaçının (ani öne eğilmeler, yemekten hemen sonra yatmak, uzanmak vb.)
    · Özellikle yemekten hemen sonra uzanmak yerine arkanızı küçük bir minderle destekleyerek oturun
    · Mide yanmanız,davranış ve diyet değişikliklerine rağmen düzelmez ve ya artarsa hekiminize danışarak antiasit alın.
    · Yağlı ve baharatlı gıdalardan, kızartmalardan, fazla miktarda çay, kahve ve çikolatadan uzak durun.
    · Yemekten sonra hafif yürüyüşler sorununuza iyi gelebilir
    Hamilelerde görünen bir diğer şikayet ise boğaz yanmasıdır.
    Bu Boğaz yanmasını önlemek için yukarıdaki önerileri dikkate almanızda fayda var ayrıca doktorunuza şikayetinizi belirtirseniz size boğaz yanmasını önlemek için şurup verebilir.


    Mide yanması Tedavisi
     çilek reçelinin yararı
    bademyağının yararları
    Zencefilin yararları
    Yabani gülün şifaları
    Yabanyaseminini içmek
    Uyuzotu yemek
    Şakayık Suyu içmek
    Söğüdün yararları
    Sütleğenin faydaları
    Raziyanenin yararı
    Misvak Suyu içmek
    Kanaryaotunu içmek
    Karamuk Suyu içmek
    Katrancı Suyu içmek
    Keraviyenin yararı
    Koni Çiçeğinin faydaları
    Koruk Suyu içmek
    Hasırotunu yemek
    Ergeç Sakalının faydaları
    Domates Suyu içmek
    Civanperçemini yemek
    Bezelye Suyu içmek
    Böğürtlenin şifası
    Börülce Suyu içmek

    öz olarak
    midyenin yararı
    menemenin yararı
    kestane kebabı yemek
    pekmezin şifası
    cevizin faydaları
    Tarçının faydaları
    Yerelması yemek
    Sarı Ballıbabayı içmek
    Sarıodun şifası
    Sıracaotu yemek
    Ravendin faydaları
    Pamuğun yararı
    Patlıcanın şifası
    Pazının faydaları
    Pırasanın faydası
    Marulun şifası
    Laden Suyu içmek
    Kakulenin faydası
    Kınaağacının yararı
    Kirazın şifaları
    Havlıcanın yararı
    Gezağacının yararı
    Fasulyeyi içmek
    acı yongayı yemek
    aspirin şifaları


    Devamını Oku »

    İdrar zorluğu ve tedavisi

    İdrar zorluğu, enfeksiyonun idrar yollarına kadar inmesidir. İdrar zorluğu olan insanlar, devamlı idrara çıkmak isteği duyarlar ve tuvalete gittikleri zaman azar azar fakat çok sıklıkla idrarını yaparlar. İdrar zorluğu genelde iltihaplı durumlarda ortaya çıkar. Genelde bayanlarda sürekli görülmektedir. Çoğu zamanda fazla ağrılı sancılı durumlar ortaya çıkar. İltihaplanma durumunda bol su tüketmemiz gerekmektedir. Bol su ile kimi zaman kendiliğinden geçer, kimi zaman da doktorun yazdığı ilaçlar sayesinde geçmektedir. Çocuklarda da kimi zaman rastlanır. Kolay bir idrar tahlili sonucunda tanısı konulabilir. İdrar zorluğuna neden olan etkenlerin en başında bakteriler gelmektedir. Genelde vücut tarafından bu bakteriler hemen atılır. Fakat kimi zamanda vücut kendini savunamaz ve iltihaplanma meydana gelir. İdrar vücudumuzun oluşmasıyla vücuttan dışarı atılmasını sağlayan üst ve alt solunum yolu diye ikiye ayrılır. İdrar yolunda oluşan iltihaba neden olan mikrop bilindiği gibi insanın dışkısında var olan e.coli mikrobudur. Mikrop farklı yerlere etki gösterdikçe bu enfeksiyonun adı değişmektedir.


    İdrar zorluğu, üst ve alt solunum yollarına bağlı olarak iki çeşide ayrılmaktadır. Alt idrar yolu mikropların dan kaynaklanan idrar yolu iltihabı idrara sıkışması hastanın sadece idrarını yaptığında yanma şikayeti durumunda yani yanma oluyorsa bu genel olarak üretraya ait bir enfeksiyondan ve mikroptan kaynaklanır. Bel soğukluğu da bunlar arasındaki en önemli etkendir. Bunun dışında cinsel yolla bulaşan mikroplar da buna sebep olan etkenlerdir. Sonda kullanımı, cerrahi, vajinal kremler, kayganlaştırıcı jel kullanılması idrar zorluğunu arttıran etkenler olabilir. İdrar zoru, tedaviye geç kalındığı müddetçe alt solunumdan üst solunuma doğru dağılmaya başlayabilir. Bu enfeksiyon böbreklere kadar ulaştığında bu böbreklere sancı da yapmaktadır. Bu tür hastalıklar 'pyelonefrit' olarak da bilinmektedir. Bu tür hastalıklara acil şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir.

    İdrar zorluğu nedenleri:
    • Vajinal mikroplar idrar zorluğunun nedenlerindendir
    • Menopoza girildiği durumda hormonların yer değiştirmesi
    • Yaş ilerledikçe bu tür problemlere rastlanır
    • Fazla kilo problemleri, obezite hastalıkları idrar zorluğuna neden olabilir
    • Kalıtımsal hastalıklar da idrar zorluğu problemleri yaşanabilir
    • Erkekler de görülen prostat büyümesi ve sinirsel hastalıklar idrar zorluğuna neden olabilir
    • Kabızlık durumu idrar zorluğuna neden olabilir
    • İdrardaki mikroptan dolayı idrar zorluğu yaşanabilir
    • İdrar tümörleri ve idrar taşları idrar zorluğuna neden olabilir
    • Zor olan doğumlar, idrar zorluğuna neden olabilir
    • Şua tedavisi, idrar zorluğuna neden olabilir
    • Fazla alkol kullanımı, idrar zorluğuna neden olabilir
    • Cinsel birleşmeden kaynaklı mikroplar nedeni ile ilgili idrar zoru olabilir
    • Prostat kanseri ameliyatlarında idrar zoru olunabilir
    • Şeker hastalığının ortaya çıkmasıyla idrar zorluğu yaşanabilir.
     İdrar zorluğu tedavisi

    kurufasulyenin şifası
    çözülebilir kahveyi içmek
    ezogelin çorbasının şifası
    Şeytanteresinin faydası
    Mayasılotunun şifaları
    Karanfilkökünün faydaları
    Kırlangıçotunun yararı
    Koyunotunun yararı
    İtüzümü Suyu içmek
    Hasırotunun yararları
    Civanperçeminin yararları
    öz olarak
    rafadan yumurta yemek
    kırmızı etin şifaları
    kestane kebabın yararları
    peynirli börek yemek
    Yakıotunun yararı
    Sinirliyaprakotu
    Miskçiçeği Suyu içmek
    Kasıkotunun faydası
    Kasıkotunu yememek
    Katırtırnağını yemek
    Kırlangıçotunu içmek
    Koyunotunu içmek
    Kurtbağrının faydaları
    Helvacıkabağı Suyu içmek
    Hercaimenekşenin şifası
    Güvercinkökü yemek
    Güveyfenerini yemek
    Filiskin Suyu içmek

    özde
    karnı yarığı yemek
    bozanın yararları
    palamudun faydaları
    beyaz etin faydaları
    fındık içinin şifası
    GÜL YAPRAĞI faydası
    MELEKOTU şifaları
    PAPATYA ÇAYI şifası
    ZENCEFİL yararları
    zambak Suyu içmek
    Yakıotunu içmek
    Vebaotunu yemek
    Üzümün faydası
    Üzümü yememek
    Tarhunun faydası
    Tarhunu yememek
    Sarısabırın faydası
    Sarısabırı yememek
    Sarmaşığın yararı
    Söğüdün şifaları
    Pancar Suyu içmek
    Papatyanın faydası
    Latinçiçeğini yemek
    Kaşu Suyu içmek
    Kayısının yararı
    Kazayağının şifası
    Kediayağının yararı
    Kenevirin yararı
    Kudretnarı yemek
    Itırın yararları
    Hatmi Suyu içmek
    Filiskinin faydası
    Ebücehil karpuzu
    Dalakotunu yemek
    Demirhindini yemek
    Civanperçemi yemek
    Ballıbabanın yararları
    acı yonganın yararı




    Devamını Oku »
    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

    Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

    Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal...