12 Mart 2020 Perşembe

Osteoporoz Nedir? Tedavisi nedir ... şifalı bitkiler


Vücutta bulunan kemiklerin sertliğinin azalmasına bağlı olarak kalitelerinin bozulması, zayıflaması ve kıralabilir hale gelme durumuna denilmektedir. Bu hastalık tüm iskelet sistemini etkileyen ve zarar görmesine neden olan bir hastalıktır. Osteoporoz günümüzde sıklıkla görülen bir hastalık haline gelmiştir. Aynı zamanda en sık görülen kemik hastalığıdır. Osteoporoz tedavi edilebilir ve önlenebilir hastalıklardan biridir. Bu nedenle önceden önlem almak önem taşımaktadır. Dünyada bu hastalık gitgide hızla yayılmaktadır. Yaşı ilerleyen her insanda görülmektedir. Yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı görülen hastalık dünyada yaşlı nüfusun artmasıyla daha sık yaşanmaya başlamıştır. 



Osteoporoz ve osteoporoza bağlı kırıklar yaşanmakta ve artış görülmektedir. Genellikle kadınlarda sık görüldüğü bilinen osteoporoz, erkeklerin de sorunu olmaktadır. Günümüzde en çok kadınlar bu hastalığı yaşamaktadır fakat erkeklerin de bu konuda önlem alması gerekmektedir. Bu hastalık genel olarak yaşlılığa  bağlı nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Genellikle 50 yaş üzeri olan her 3 kadından 1' i her 5 erkekten 1' i hayatında bu döneminde kırık yaşayacaklarını belirtmektedirler. Genel olarak 45 - 50 yaş arası kadınlar kemik yoğunluk ölçümlerini yaptırılması gerekmektedir. 65 yaş altı kadınlarda ise risk faktörleri var ise ve daha önce kırık yaşamış ise tarama yaptırması gerekmektedir. Bu durum erkekler de farklılık göstermektedir. Kemik yoğunluğu ölçümü ve taramasının erkeklerde hangi dönemlerde yaptırması gerektiği belirtilmemiştir fakat erkeklerin de rutin olarak tarama yaptırması gerekir.



Osteoporoz, kemiklerin daha gözenekli ve giderek daha güçsüz ve kırılgan olmasına yol açan bir hastalıktır ("osteo" kemik, "poroz" da gözenekli anlamına gelir).
En sık görülen metabolik kemik hastalığı olan osteoporoz düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize bir iskelet sistemi sorunudur.
50 yaşın üzerinde her üç kadından birinde (meme kanserinden fazla) ve 50 yaş üzerinde 5 erkekten birinde (prostat kanserinden fazla) görülmektedir. Her yıl Amerika Birleşik Devletlerinde 1.5 milyon kırığa neden olduğu bildirilmektedir.
Sağlıklı kemik yoğun ve güçlüdür ve büyük miktarda basınca dayanabilir. Ancak, osteoporoz geliştiğinde, kemikler incelir ve kırılgan bir hal alır ki bu, kemiklerin kırılma olasılığını arttırır.
Vücudumuzda, bir taraftan yaşlı kemiklerin yıkımı olurken diğer taraftan yeni kemiklerin oluşturulduğu bir denge söz konusudur. Bu dengede, kemik yıkımının çok fazla olması ya da yenilenmenin yeterli olmamasına bağlı oluşan dengesizlik, osteoporoza neden olur.
Bu dengesizliğe katkıda bulunan en önemli etken menopozdur. 30'lu yaşların ortalarına kadar, çoğu kadın kaybettiğinden daha fazla kemik kazanır. Daha sonra, bu denge genellikle değişir ve kaybedilen kemik miktarı ile yerine konan kemik miktarı aşağı yukarı eşit olur. Ancak, menopoz sırasında hormonal değişiklikler, yani östrojen (kadınlık hormonu) düzeylerinin azalması kemik kaybını hızlandırır. Bu kemik kaybı ciddi bir düzeye ulaştığında, o kişide osteoporoz gelişir.

Osteoporoz'un yol açabileceği etkiler nelerdir?

Erken evrede osteoporoz, fark edilebilecek nitelikte çok az fiziksel değişikliğe yol açar. Ancak, hastalık ilerledikçe özellikle omurga, el bilekleri ve kalça kemiklerinde basit travmalarla kırıklar oluşabilir. Kemik kaybı kişide ağrılara, boy kısalmasına, hareket kısıtlılığına ya da omurganın eğrilmesine dahi ("kocakarı kamburu" olarak da bilinir) yol açabilir. Bu fiziksel belirtiler kişinin kendine güveninin ve gücünün azalmasına neden olabilir. Aynı zamanda, sağlıklı, aktif bir yaşam sürdürme yeteneği de dahil, kişinin başka birisine bagımlı kalma durumu dahi olabilir. Osteoporozla savaşmak için çeşitli yollar vardır. Bunlardan en önemlisi, osteoporozun erken dönemde saptanması, diğeri de tedavisidir.

Kimler RİSK altındadır?

En çok risk altında olanlar menopoz dönemindeki kadınlardır. Menopoz genellikle yaklaşık 50 yaşında başlar, ancak her hangi bir nedenle yumurtalıkları alınmış kadınlarda daha erken yaşta da başlayabilir. Menopoz sonrası dönemdeki kadınlar dışında risk altında olan başka gruplar da bulunmaktadır. Kemik kaybına en çok eğilimi olan kadınlar, ailesinde osteoporoz öyküsü olanlar, beyaz ırktan ve Asyalı kadınlar, ince, küçük kemik yapılı kadınlardır.

Osteoporoz riskine katkıda bulunabilecek diğer etkenler:

  • Sigara
  • Çok fazla alkol tüketimi
  • Çok az egzersiz
  • Çok az kalsiyum alımı (şimdi ya da çocukluk çağında)
  • Küçük bir kaza sonucu geçirilmiş kemik kırığı
  • Steroidler (astım ve artrit tedavisinde sık kullanılırlar) ve tiroid hormonu (çok yüksek dozda) gibi belirli ilaçların kullanımı
  • Erken menopoz (45 yaşından önce)

Osteoporoz ile ilişkili olan hastalıklar:

  • Çölyak hastalığı
  • Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım bronşiale
  • Hiperparatiroidi
  • Hipertiroidi
  • İnflamatuvar barsak hastalığı
  • Böbrek taşı hastalığı
  • Romatoid artrit hastalığı
  • Kanser

Osteoporoz ile ilişkili kemiğe olumsuz etkisi olan ilaçlar:

  • Epilepsi ilaçları
  • Meme kanseri için kullanılan bazı ilaçlar
  • Kortizon
  • Proton pompa inhibitörleri
  • Selektif seratonin geri alım inhibitörleri
  • Tiroid hormon tedavisi
  • Lityum
  • Metotrexat
  • Antiasitler

Değiştirilemeyen risk faktörleri:

  • Yaş
  • Kadın cinsiyet
  • Aile öyküsü
  • Daha önceki kırık öyküsü
  • Irk, etnik köken
  • Menopoz, histerektomi
  • Uzun süreli glukokortikoid tedavi
  • Romatoid artrit
  • Erkekte primer/sekonder hipogonadizm

Değiştirilebilen risk faktörleri:

  • Alkol
  • Sigara
  • Düşük vücut kütle indeksi
  • Beslenme sorunları
  • Vitamin D yetersizliği
  • Yetersiz egzersiz
  • Diyet ile düşük kalsiyum alımı
  • Sık düşmeler

 Osteoporoz Tedavisi
uykuluğun yararları
üzüm hoşafının şifaları
irmik helvasının şifaları
Melekotunun yararları
Tavşankulağının faydaları
Okaliptus Suyu içmek
Mayasılotunun yararı
Melekotunun yararları
Kabakulakotunun faydaları
Kuzukulağının faydaları

öz olarak
kırmızı etin yararı
kompostoyu içmek
yaş pastanın faydaları
dereotunun şifaları
Vebaotu Suyu içmek
Tatulanın yararları
Mayasılotunu içmek
Lavantaçiçeğinin şifası
Kenevir Suyu içmek
Ketentohumu yemek
Kurtayağının şifası
İzlandalikenini yemek
Dalakotu Suyu içmek
Dereotunun şifaları
Devekulağının şifaları
Baldırıkara Suyu içmek
Biberiyenin yararları
Binbirdelikotu yemek
Bitotunun şifaları

özzde
köftenin şifaları
makarnanın şifaları
hoşafın yararları
bademyağının yararı
Ebegümecinin şifası
Fesleğenin faydaları
Nanenin yararları
Sarmısağın şifası
Zencefilin yararı
Yaseminin şifası
Vişnenin şifası
Üvezin faydaları
Sandalağacının şifası
Soyafasulyesi
Söğüdün yararı
Sütleğeni yemek
Raziyaneyi içmek
Rezenenin şifası
Pırasayı yememek
Nohudun faydaları
Melisanın faydaları
Karanfilin faydaları
Karnabaharın faydaları
Keraviyeyi içmek
Kınakınanın şifası
Kızılcığın şifası
Koni Çiçeğini yemek
Funda Suyu içmek
Ebegümecinin şifası
Ergeç Sakalını yemek
Defnenin yararları
Bakla Suyu içmemek
acı yonganın faydası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal...