1 Temmuz 2019 Pazartesi

Göz ağrısına ne iyi gelir ? Şifalı Bitkiler

Göz ağrısına ne iyi gelir ?

Göz ağrısına ne iyi gelir ? İşte göze iyi gelen bitkiler ;

Göz ağrısına ne iyi gelir , Göze iyi gelen bitkiler; Fitbull siz değerli okurlarına göz sağlığına dair merak ettiğiniz

göz ağrısına ne iyi gelir
soruları yanıtlıyor. İşte göze iyi gelen doğal bitkisel kaynaklar.
Göz Otu
Latince ismi Euphrasia officinalis olan göz otu, halk tarafından yüzyıllardır kullanılan bir bitkisel tedavi yöntemidir. Çoğu doğal besin marketinde bulunan göz otunun, çayı, tentürü ve göz damlası mevcuttur. Güney Afrika’da yapılan bir çalışmada, göz otundan üretilen göz damlalarının göz nezlesine (gözün dış bölümünün tahrişinden dolayı oluşan kızarma ve akıntı) iyi geldiği tespit edilmiştir. Bitkinin özütü farelerde kan şekerini düşürücü etkiler göstermiştir fakat bu özelliğin insanlarda da geçerli olup olmadığı henüz bilinmemektedir.
Ginkgo Biloba
Ginkgo biloba bitkisi retinaya (gözün arka kısmında bulunan ışığa duyarlı doku) kan akışını arttırıcı etkilere sahiptir. Yapılan ilk çalışmalarda bu bitkinin özütünün glakom hastalarında görüşü geliştirdiği tespit edilmiştir. Bitkinin antioksidan özellikleri gözdeki sinir hücrelerinin hücresel hasardan korunmasını da sağlar.
Yabani Kadife Çiçeği (Kolyoz)
Botanikte Coleus forskohlii olarak tanınan yabani kadife çiçeği, forskolin maddesi içermektedir. Bu maddeden üretilen göz damlalarının göz içerisinde üretilen sıvı miktarını azaltarak göz basıncını düşürdüğü tespit edilmiştir. Bu nedenle yabani kadife çiçeğinin, glakom hastalarının tedavisinde kullanılabileceği düşünülmektedir.

Yeşil Çay
Botanik biliminde camellia sinensis olarak bilinen yeşil çay, içerdiği güçlü antioksidan maddeler sayesinde serbest radikallerin (hücresel düzeyde oksidatif zarara sebep olan maddeler) hücrelere verdiği oksidatif hasarın önüne geçerek, bu hasarın neden olduğu bir çok kronik rahatsızlığı (glakom hastalığı, sarı nokta hastalığı ve katarakt gibi) önlemeye yardımcı olan bir bitkidir. Dahası, yapılan labaratuvar çalışmaları sonucunda, retina hücrelerinin yeşil çayda bulunan polifenoller ile tedavi edilmesinin, bu hücreleri ultraviyole ışığın verdiği zarardan koruduğu ortaya çıkmıştır (Ultraviyole ışınların verdiği bu tür zararlar sonucunda sarı nokta hastalığı ve katarakt gibi göz hastalıkları ortaya çıkabilmektedir).
Yaban Mersini
Latince adı vaccinium myrtillus olan yaban mersini, antosiyanin isimli çok güçlü antioksidan özelliklere sahip flavanoidler içermektedir. Bu bitkinin amerikalı kuzenleri olan kızılcık ve çay üzümü de aynı güçlü özelliklere sahiptir. 2. dünya savaşı sırasında savaş pilotları yaban mersini tüketmenin gece görüşlerini geliştirdiğine dair rapor vermişlerdir. Yapılan ilk çalışmalar bu tarz iddiaları destekler nitelikte olsa da, son dönemde yapılan araştırmalarda yaban mersininin gece görüşüne direkt olarak bir katkısı bulunamamıştır. Bu araştırmalara katılan kişilerin çoğu ortalama görüşe sahip ya da ortalamanın üzerinde sağlıklı insanlardır. Yaban mersini tüketiminin göz sağlığı durumu bozulan yaşlı kişilerin gece görüşünü olumlu yönde etkileyip etkilemediği ise önümüzdeki yıllarda cevaplanacak bir sorudur. Yeni yapılan bir çalışmaya göre, bir başka meyve olan siyah kuş üzümünün içerdiği antosiyaninlerin karanlık adaptasyonunu hızlandırdığı ve göz yorgunluğunu düşürdüğü tespit edilmiştir.
En sık karşılaşılan 4 göz hastalığı
Katarakt hastalığında, göz merceklerindeki bulanıklıklar dış dünyaya bir şelaleden bakıyormuşsunuz hissi uyandırır. Bu hastalığın risk faktörleri: ilerleyen yaş, şeker hastalığı, sigara tüketimi, güneş ışığına maruz kalma, aşırı alkol tüketimi, yetersiz beslenme, kronik stres ve kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımıdır.
Glakoma hastalığında, göz içerisindeki sıvının üretimi ve dışarıya atılması arasında oluşan dengesizlikler gözün ekstra bir basınç altında kalmasına neden olarak optik sinirlere baskı uygulanmasına sebebiyet verir. Bunun sonucu olarak ortaya tünel görüşü çıkar ve bu rahatsızlık devam ederse kişi kör olma riski taşır.
Sarı nokta hastalığı (maküler dejenerasyon), retinanın spesifik bir bölümünü etkiler. Okuma gibi aktiviteler gittikçe daha da zor bir hal almaya başlar. Bu hastalığın en bilinen nedeni genler ile aktarılması olsa da çeşitli risk faktörleri mevcuttur. Bunlar: ilerleyen yaş, sigara tüketimi, yüksek kan basıncı, obezite, yetersiz beslenme ve güneş ışığına maruz kalma olarak sıralanabilir.
Diyabetik retinopatide, kandaki glikoz seviyesinin kronik olarak yükselmesi sonucu retinada yer alan küçük kılcal damarlar zarar görür. Bu damarlar böyle bir durumda şişip sızdırabilirler. Bunun yanı sıra yeni kan damarları oluşabilir. İki durum da görsel algıyı olumsuz etkiler. Hastalığın ortaya çıkmasına neden olan faktörlerden bir diğeri ise yüksek kan basıncıdır.
Göz sağlığınız için kan şekerinizi kontrol altında tutun
Kandaki glikoz miktarının çok yükselmesi proteinlere zarar verir, serbest radikal oluşumunu arttırır ve yaşlanmayı hızlandırır. Amerika’da körlüğün birinci nedeni şeker hastalığıdır. Şeker hastalığı olan insanlarda, katarakt, glakoma, sarı nokta hastalığı ve diyabetik retinopati rahatsızlığı görülme ihtimali, diğer insanlara oranla çok daha fazladır. Şeker hastalığı olmayan kişilerde bile, yüksek glikemik diyetler göz hastalıklarının ortaya çıkma riskini arttırmaktadır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal...