Göz ağrısına ne iyi gelir ?
Göz ağrısına ne iyi gelir ? İşte göze iyi gelen bitkiler ;
Göz ağrısına ne iyi gelir , Göze iyi gelen bitkiler; Fitbull siz değerli okurlarına göz sağlığına dair merak ettiğiniz
soruları yanıtlıyor. İşte göze iyi gelen doğal bitkisel kaynaklar.
Göz Otu
Latince ismi Euphrasia officinalis olan
göz otu, halk tarafından yüzyıllardır kullanılan bir bitkisel tedavi
yöntemidir. Çoğu doğal besin marketinde bulunan göz otunun, çayı,
tentürü ve göz damlası mevcuttur. Güney Afrika’da yapılan bir çalışmada,
göz otundan üretilen göz damlalarının göz nezlesine (gözün dış
bölümünün tahrişinden dolayı oluşan kızarma ve akıntı) iyi geldiği
tespit edilmiştir. Bitkinin özütü farelerde kan şekerini düşürücü
etkiler göstermiştir fakat bu özelliğin insanlarda da geçerli olup
olmadığı henüz bilinmemektedir.
Ginkgo Biloba
Ginkgo biloba bitkisi retinaya (gözün
arka kısmında bulunan ışığa duyarlı doku) kan akışını arttırıcı etkilere
sahiptir. Yapılan ilk çalışmalarda bu bitkinin özütünün glakom
hastalarında görüşü geliştirdiği tespit edilmiştir. Bitkinin antioksidan
özellikleri gözdeki sinir hücrelerinin hücresel hasardan korunmasını da
sağlar.
Yabani Kadife Çiçeği (Kolyoz)
Botanikte Coleus forskohlii olarak
tanınan yabani kadife çiçeği, forskolin maddesi içermektedir. Bu
maddeden üretilen göz damlalarının göz içerisinde üretilen sıvı
miktarını azaltarak göz basıncını düşürdüğü tespit edilmiştir. Bu
nedenle yabani kadife çiçeğinin, glakom hastalarının tedavisinde
kullanılabileceği düşünülmektedir.
Yeşil Çay
Botanik biliminde camellia sinensis
olarak bilinen yeşil çay, içerdiği güçlü antioksidan maddeler sayesinde
serbest radikallerin (hücresel düzeyde oksidatif zarara sebep olan
maddeler) hücrelere verdiği oksidatif hasarın önüne geçerek, bu hasarın
neden olduğu bir çok kronik rahatsızlığı (glakom hastalığı, sarı nokta
hastalığı ve katarakt gibi) önlemeye yardımcı olan bir bitkidir. Dahası,
yapılan labaratuvar çalışmaları sonucunda, retina hücrelerinin yeşil
çayda bulunan polifenoller ile tedavi edilmesinin, bu hücreleri
ultraviyole ışığın verdiği zarardan koruduğu ortaya çıkmıştır
(Ultraviyole ışınların verdiği bu tür zararlar sonucunda sarı nokta
hastalığı ve katarakt gibi göz hastalıkları ortaya çıkabilmektedir).
Yaban Mersini
Latince adı vaccinium myrtillus olan
yaban mersini, antosiyanin isimli çok güçlü antioksidan özelliklere
sahip flavanoidler içermektedir. Bu bitkinin amerikalı kuzenleri olan
kızılcık ve çay üzümü de aynı güçlü özelliklere sahiptir. 2. dünya
savaşı sırasında savaş pilotları yaban mersini tüketmenin gece
görüşlerini geliştirdiğine dair rapor vermişlerdir. Yapılan ilk
çalışmalar bu tarz iddiaları destekler nitelikte olsa da, son dönemde
yapılan araştırmalarda yaban mersininin gece görüşüne direkt olarak bir
katkısı bulunamamıştır. Bu araştırmalara katılan kişilerin çoğu ortalama
görüşe sahip ya da ortalamanın üzerinde sağlıklı insanlardır. Yaban
mersini tüketiminin göz sağlığı durumu bozulan yaşlı kişilerin gece
görüşünü olumlu yönde etkileyip etkilemediği ise önümüzdeki yıllarda
cevaplanacak bir sorudur. Yeni yapılan bir çalışmaya göre, bir başka
meyve olan siyah kuş üzümünün içerdiği antosiyaninlerin karanlık
adaptasyonunu hızlandırdığı ve göz yorgunluğunu düşürdüğü tespit
edilmiştir.
En sık karşılaşılan 4 göz hastalığı
Katarakt hastalığında, göz
merceklerindeki bulanıklıklar dış dünyaya bir şelaleden bakıyormuşsunuz
hissi uyandırır. Bu hastalığın risk faktörleri: ilerleyen yaş, şeker
hastalığı, sigara tüketimi, güneş ışığına maruz kalma, aşırı alkol
tüketimi, yetersiz beslenme, kronik stres ve kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımıdır.
Glakoma hastalığında, göz içerisindeki
sıvının üretimi ve dışarıya atılması arasında oluşan dengesizlikler
gözün ekstra bir basınç altında kalmasına neden olarak optik sinirlere
baskı uygulanmasına sebebiyet verir. Bunun sonucu olarak ortaya tünel
görüşü çıkar ve bu rahatsızlık devam ederse kişi kör olma riski taşır.
Sarı nokta hastalığı (maküler
dejenerasyon), retinanın spesifik bir bölümünü etkiler. Okuma gibi
aktiviteler gittikçe daha da zor bir hal almaya başlar. Bu hastalığın en
bilinen nedeni genler ile aktarılması olsa da çeşitli risk faktörleri
mevcuttur. Bunlar: ilerleyen yaş, sigara tüketimi, yüksek kan basıncı,
obezite, yetersiz beslenme ve güneş ışığına maruz kalma olarak
sıralanabilir.
Diyabetik retinopatide, kandaki glikoz
seviyesinin kronik olarak yükselmesi sonucu retinada yer alan küçük
kılcal damarlar zarar görür. Bu damarlar böyle bir durumda şişip
sızdırabilirler. Bunun yanı sıra yeni kan damarları oluşabilir. İki
durum da görsel algıyı olumsuz etkiler. Hastalığın ortaya çıkmasına
neden olan faktörlerden bir diğeri ise yüksek kan basıncıdır.
Göz sağlığınız için kan şekerinizi kontrol altında tutunKandaki glikoz miktarının çok yükselmesi proteinlere zarar verir, serbest radikal oluşumunu arttırır ve yaşlanmayı hızlandırır. Amerika’da körlüğün birinci nedeni şeker hastalığıdır. Şeker hastalığı olan insanlarda, katarakt, glakoma, sarı nokta hastalığı ve diyabetik retinopati rahatsızlığı görülme ihtimali, diğer insanlara oranla çok daha fazladır. Şeker hastalığı olmayan kişilerde bile, yüksek glikemik diyetler göz hastalıklarının ortaya çıkma riskini arttırmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder