19 Haziran 2019 Çarşamba

Kemik erimesine ne iyi gelir ? Şifalı bitkiler

Kemik erimesine ne iyi gelir ?

Kemik erimesine ne iyi gelir ?Kemik erimesi belirtileri nelerdir?

Kemik erimesine ne iyi gelir ? Kemiklerinizin sürekli bir değişim halinde olduğunu biliyor muydunuz? Yaşadığınız her gün, bazı kemik hücreleriniz ölürken, onların yerini yeni üretilen kemik hücreleri alır. Doğumdan 30lu yaşların başlarına kadar, vücudunuz kolaylıkla çok miktarda kemik hücresi üretebilir. Bu nedenle yeterli beslendiğiniz sürece, sadece ölen kemik hücrelerinizi yenilemekle kalmaz, aynı zamanda kemiklerinizin büyümesini ve güçlenmesini de sağlamış olursunuz.

Kemik erimesine ne iyi gelir ?
 Osteoporoz nedir?
35 yaşından sonra yeni kemik hücresi üretimi daha zor bir hal alır. Bir yerden sonra üretebileceğinizden daha fazla kemik hücreniz ölmeye başlar. Bu durum, temelde osteoporozun (düşük kemik kütlesi) başlangıcı olarak kabul edilir. 40 yaşına gelen kadınlar kemik kütlesi kaybetmeye başlarlar. 50 yaşına geldiklerinde ise, osteoporozu, kalça çatlaklarını ve hatta ölümü geciktirmek için hormon ya da ilaç tedavileri almaları gerektiğini öğrenirler.
Düzenli olarak egzersiz yapan ve kalsiyum açısından zengin besinler ile beslenen kadınlar menopoz dönemine girdiklerinde, egzersiz yapmayan ve kalsiyum emici besinler (soya sütü, tofu, kahve, alkol, beyaz unlu mamüller, işlenmiş et, buğday ve kepek) tüketen kadınlara göre daha fazla kemik kütlesine sahip olurlar. Fakat yaşam tarzınız ve seçimleriniz ne kadar ideal olursa olsun, kemik kütleniz menopoz dönemi sırasında oldukça düşer.
Nedeni bilinmemekle beraber, menopoz döneminde kemiklerde yeni hücre üretimi yavaşlar ve kalsiyum görmezden gelinir. Bu “kemik durması” durumu genellikle çok uzun sürmez (5-7 yıl arasında değişebilir). Bu dönemde saç dökülmeleri, tırnak kırılmaları ve ergenlikte hissedilen büyüme ağrıları tekrar görülür.
Burada anlamanız gereken nokta, osteoporozun sandığınızdan daha önemli olduğudur. Bu durumda önemli olan, hastalığa değil hastaya odaklanılmasıdır.
Osteoporoza odaklanıldığında, tanı koyulduğunda ve tedavi yapıldığında, menopoz sonrası kemik kütlesinin, kemik kırılması riskinden daha çok meme kanseri riskini ortaya çıkarabildiğini gözden kaçırmış oluruz. Menopoz dönemini bitirmiş, kemik kütlesi yüksek kadınların %25ine, kemik kütlesi düşük olanlara oranla 2.5 ila 4 kat daha fazla meme kanseri tanısı konulmaktadır. Aynı zamanda kemik kütlesinin korunumunu sağlayan hormonlar, meme kanseri riski göz önünde bulundurulduğunda tam tersi yönde çalışırlar. Östrojen takviyesi alan kadınlar meme kanseri risklerini %20 oranında arttırırken eğer hormon takviyesi alırlarsa bu oran %40lara kadar çıkabilir.
Kemik kütlesine odaklanıldığında, kemik yoğunluğu ile kemik kırılmaları arasındaki güçlü bağantının oluşturulmamış olması gözden kaçırılmış olur. Bunun sonucu olarak, östrojen ya da hormon takviyesi alan kadınların hala kemik değişimi yaşadıklarını ve omur kırıkları ile çatlakları tecrübe ettiklerini gözden kaçırmış oluruz.
“Kemik durması” dönemi geçer ve kemikler kendilerini yeniden onarabilirler (özellikle de besleyici ve iyileştirici bitkiler kullanılırsa). Bu durumda kullanılması gereken bitkiler, kemiklerin yapı taşı olan minerallerin temel kaynakları olmalıdırlar. Genel olarak yeşil bitkilerde bulunan mineraller, kemik sağlığını korumak için idealdirler.
Kalsiyum
Kalsiyum hiç şüphesiz insan vücudundaki en önemli mineraldir. Hatta bu mineral, vücudunuzdaki toplam mineral içeriğinin yarısından fazlasını oluşturur. Kalsiyum, kalbin düzenli bir şekilde atması, metabolizmanın ve kasların fonksiyonlarını devam ettirmeleri, iletilerin sinir hücreleri üzerinden geçişi, hücre zarlarının düzenlenmesi, kemiklerin kuvveti, diş ve dişetlerinin sağlığı ve kan pıhtılaştırma mekanizması açısından büyük önem taşır. Vücudunuzda bulunan paratiroid bezi, sadece kandaki kalsiyum seviyelerini ölçmek ve bu seviyeleri ideal hale getirmek için vardır.
Kullandığınızdan daha fazla kalsiyum tükettiğinizde, pozitif kalsiyum dengesine sahip olursunuz. Ekstra kalsiyum kemiklerinizde depolanır ve kemik kütlesi kazanırsınız (çözünemeyen ya da kullanılamayan kalsiyum vücuttan atılabilir ya da yumuşak dokular veya eklemlerde depolanabilir). Kullandığınızdan daha az kalsiyum tükettiğinizde ise, negatif bir kalsiyum dengeniz olur. Paratiroid bezi kemiklerdeki depolanmış kalsiyumun salınmasına neden olan bir hormon salgılar ve kemik kütlesi kaybedersiniz.
Menopoz döneminde pozitif bir kalsiyum dengesi yakalamak ve güçlü ve esnek kemiklere sahip olmak için şunlara dikkat etmelisiniz:
  • Günde 3 veya daha fazla kalsiyum içeren besin tüketin.
  • Kalsiyum antagonistlerinden kaçının.
  • Kalsiyumun etkilerini arttıracak sinerjik besinler tüketin.
  • Kalsiyum takviyesinden kaçının.
Kemiklerin de tüm diğer dokular gibi proteine ve kalsiyum dışındaki minerallere (potasyum, mangan, magnezyum, silika, demir, çinko, selenyum, bor, fosfor, sülfür, krom ve daha fazlası) ihtiyacı vardır. Vücudunuzun bu mineralleri kullanabilmesi için ise yağda çözünebilen D vitamini de dahil olmak üzere yüksek kaliteli yağlar tüketmeniz gerekir.
Proteinlerden kaynaklı olarak üretilen asitler kalsiyum tarafından dengelenir. Sağlıklı bir diyette kalsiyum ve protein açısından zengin yiyecekler bir arada bulunmalıdırlar. Deniz yosunu, ısırgan otu, kızıl yonca, kara hindiba ve kara kafes yaprağı gibi bitkiler protein açısından zengin olmakla beraber kalsiyum da içerirler. Tahin, sardalya, konserve somon, yoğurt, peynir, yulaf ve keçi sütü gibi besinler de hem protein hem kalsiyum içermelerinin yanı sıra kemiklerimizin ihtiyaç duyduğu sağlıklı yağları da bünyelerinde barındırırlar. Eğer menopoz döneminde daha fazla proteine ihtiyaç duyarsanız, bu proteini karşılamanız gerekmektedir.
Kemikler kırılgan yapıda olan ve esnekliği düşük bir madde olan kalsiyum dışında bir çok minerale ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle kalsiyum takviyelerinden uzak durmanız önerilir. Bunun yerine ihtiyacınız olan kalsiyumu bitki ve besinlerden karşılamanız ve aynı zamanda esnek kemikler için gereken mineralleri de vücudunuza almanız gerekir. Mineraller hacimli olduklarından ve sıkıştırılamadıklarından, işe yarayabilmeleri için çok miktarda tüketilmeleri gerekmektedir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Saç ve Cilt Sağlığına Faydalı Bitkisel Yağlar

Neredeyse her gün kullandığınız saç ve cilt bakım ürünlerinin içinde zararlı kimyasal maddeler bulunduğunu mutlaka biliyorsunuzdur. Doğal...